Rasûlullah (s.a.s.) bir gün Medine pazarına gitmişti. Bir buğday yığını dikkatini çekti. Hububatın yanına giderek, yığına elini daldırdı. Ancak buğdayın altı, görünen üst kısmı gibi çıkmamış, parmakları ıslanmıştı. Satıcının, ıslaklığın yağmurdan kaynaklandığını söylemesi üzerine Allah Rasûlü (s.a.s.), “Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi?” (Müslim, Îmân, 164) diyerek ticaret ahlâkına dikkatleri çekti. Yine Peygamberimiz (s.a.s.), müminlerin birbirlerini aldatmaya kalkışmamaları için, “Müslümanlar arasında aldatma olamaz! Bizi aldatan, bizden değildir!” (Dârîmî, Büyû’, 10) buyurarak kesin bir çizgi çizmiştir.

İnananlar için, bir başkasını “aldatmamak” dinî ve ahlâkî bir düstur olduğu gibi, aynı zamanda “aldanmamak” da çok önemlidir. Bu yüzden, “Mümin, aynı delikten iki defa sokulmaz” (Buhârî, Edeb, 83) hadisi de Müslümanların aynı hataya iki defa düşmek suretiyle aldanmamaları gerektiğine işaret eder. Kişi insanları iyi tanımalı, onlardan gelebilecek tehlike ve zararlara karşı şuurlu olmalıdır. Kendi tecrübeleri kadar başkalarının tecrübelerinden de istifade etme yoluna gitmelidir.

Editör: Mehmet Çalışkan