Yüce Rabbimiz, Meryem suresinde bazı peygamberlerden sonra gelen toplulukların, içine düştükleri kötülüğü şöyle haber verir: “O peygamberlerden sonra bir nesil geldi. Ve onlar, namazı kaybettiler. Namazı zayi ettiler ve kötü arzularına uydular. Heva ve heveslerine tabi oldular. Onlar bu tutumlarından ötürü elim bir azaba çarptırılacaklardır.” (Meryem, 19/59)

Bir mü’minin yeryüzündeki en büyük kayıplarından biri namazı zayi etmektir. Zira namaz, Rabbimize teslimiyet ve kulluğumuzun en özel ve en güzel tezahürlerinden biridir. Namaz, huzura varmaktır, huzura durmaktır, huzuru bulmaktır. Mü’min için özlemle beklenen bir vuslattır namaz. Günde beş defa Rabbimizle buluşmaktır.

Biz namazı muhafaza ettiğimiz sürece namaz da bizi muhafaza eder. Biz namazı koruduğumuz sürece namaz da bizi korur. Namaz, bizlerden asla cömertliğini esirgemez. Yeter ki bizler kendimizi namazdan esirgemeyelim. Namaz, bizleri yüceltmekten asla geri durmaz. Yeter ki bizler namazımızı samimiyetimizle yüceltelim. Namaz bizlerden asla uzaklaşmaz. Yeter ki bizler namazdan uzak durmayalım.

SÖZÜN ÖZÜ

Âlem bir deniz, sen bir gemi; aklın yelkenin, fikrin dümenin; kurtar kendini, ha göreyim seni!

Filibeli Ahmed Hilmi

Ruhun üstün hali, aklın isyan ettiğine bile boyun eğmektir. Ve aklın en alçak hali ruhun boyun eğdiğine karşı isyan etmektir.

Halil Cibran

Editör: Mehmet Çalışkan