Modern dünyada göçler, savaş ve afetlerden kaynaklanmakta, göçlerden en çok etkilenenlerse kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Ülkemiz kendi bölgesindeki göç dalgalarıyla yüz yüze gelmiştir. Şehir kimliğine ve insani değerler dünyasına nüfuz etmiş İslami gelenekler, anlayışlar, zihniyet ve davranış kalıpları ile harekete geçen dinî, kültürel ve mahalli dinamikler sayesinde göçün sarsıcı etkileriyle baş edilebilmiştir.

Göçün sosyokültürel etkileri, kolektif kültür dünyamızda aileden eğitime, siyasetten dinî hayatımıza kadar değişimlere sebep olmaktadır. Kültürel dünyamızın maddi manevi dinamikleri, bu tür toplumsal dönüşümlerin olumsuz etkilerini bertaraf etmemizde önemli rol oynamıştır. Ülkemiz, tarihin en büyük sığınmacı akınlarından birisi ile karşılaşmıştır. Ağır çatışma ve savaş şartlarında baskılar, saldırılar ve katliamlardan kaçarak sığınan üç milyonu aşkın mülteciye yurt olmuştur.

Dinî, tarihî ve kültürel medeniyet kodları sayesinde muazzam dayanışma ve yardımlaşma örnekleri sergilenmekte, devletimiz de kurumsal anlamda eğitim, sağlık, iş ve sosyal güvenlik bakımından sığınmacı kardeşlerimiz için kucaklayıcı tedbirler almaktadır.

Editör: Mehmet Çalışkan