Mezhep kelimesi esas itibarıyla “gidilen yol” anlamına gelmektedir. Istılahta ise “dinin asli veya fer’î hükümlerinin dayandığı delilleri bulmakta ve bunlardan hüküm çıkarıp yorumlamakta âlimlerin ortaya koyduğu görüşlerin tamamı veya belirledikleri sistem” diye tanımlanır. Tanımdaki asli hükümler dinin inanç esaslarını, fer’î hükümler ise ibadetler ve insanlar arası münasebetleri kapsamaktadır. Dolayısıyla asli hükümleri konu edinen mezheplere itikadi mezhepler, diğerlerine ise fıkhi/amelî mezhepler adı verilmektedir. Mezhepler dinin inanç ve amel alanına ait ortaya koyduğu hükümleri anlama, yorumlama ve ifade tarzını anlatmaktadır. Başlangıçta dinî hükümleri anlama noktasında ortaya konan ilmî çabalar zamanla sistemleşerek ekolleri ve mezhepleri meydana getirmişlerdir. Dolayısıyla müçtehidlerin, dini anlama kapasitesi, ilmî birikimi ve sosyal çevre gibi değişik etkenler farklı anlayışları ortaya çıkarmış ve bu anlayışlar zaman içinde sistemleşerek bugün mezhep adını verdiğimiz yapıları ortaya çıkarmıştır.

SÖZÜN ÖZÜ

Güç vaatler yoluyla elde edilse bile ancak neticelerle muhafaza edilebilir. Aliya İzzetbegoviç 78 Dört şey bedbahtlık eseridir: cahillik, tembellik, kimsesizlik, bayağılık. Feriduddin Attar

Editör: Mehmet Çalışkan