İslâm ahlâk literatüründe ma‘rifet-i nefs insanın kendi ruh dünyasının ahlâkî boyutunu, karakter yapısını, yeteneklerini ve zaaflarını tanımasını ifade etmekte, bu çaba ahlâkî eğitim ve gelişmenin, yani kişinin ruhunu kötü huylardan arındırıp erdemlerle bezemesinin ilk şartı olarak görülmektedir. İnsanın kendini bilmesinin önemine bazı âyetlerde işaret edilmektedir. “İnsanlara âfâkta ve nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki onun hak olduğu onlara âşikâr olsun” (Fussılet 41/53); “İnancı tam olanlar için yeryüzünde âyetler vardır, nefislerinizde de öyle, görmüyor musunuz?” (Zâriyât 51/21). Bu bakımdan insanın kendi mahiyeti üzerinde düşünerek kendi varlığı, hayatının anlamı ve gayesi hakkında sorular sorup cevap araması kendisi hakkında bilgi sahibi olmasını sağlar ve bu bilgi onu Allah’a götürür.

Yûnus Emre’nin:

“İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsin

Ya nice okumaktır”;

Hacı Bayrâm-ı Velî’nin:

“Bayram özünü bildi

Bileni anda buldu

Bulan ol kendi oldu

Sen seni bil sen seni”

gibi mısraları bunu anlatmaktadır.

SÖZÜN ÖZÜ

Hakiki dost sıkıntılı zamanlarda, senin gurur ve izzet-i nefsini kırmadan, sana yardım edendir.

Hz. Ali (r.a.)

Haya eden saklanır. Saklanan kişi ise sakınır. Sakınan kişi de Allah tarafından korunur.

Hz. Ömer (r.a.)

Editör: Mehmet Çalışkan