Sakarya’da doğdu. Küçük yaşta Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzetti. Ayasofya Soğukçeşme medreselerinde bir müddet tahsil gördü. Fehmi Efendi’den aşere-takrîb okudu ve 1937’de icâzet aldı. İlk resmî görevine 1938’de Mihrimah Sultan Camii’nde başladıysa da bir ay geçmeden Teşvikiye Camii’ne sonra 1944’te Beyazıt Camii’ne tayin edildi. 1979’da emekliye ayrılıncaya kadar bu camide görev yaptı. 1991’de reîsü’l-kurrâ unvanını alıp ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Ayrıca Haseki Eğitim Merkezi’nde 1976-1998 yılları arasında kıraat öğretti.

Vakarı, tok gözlülüğü, temiz giyinişi, Kur’an hizmetine gönül vermesiyle tanınan ve zihinlerde müstesna bir yer edinmiş olan Abdurrahman Gürses 10 Ağustos 1999 tarihinde vefat etti.

Abdurrahman Gürses, kıraat ilim mirasının Osmanlılar’dan günümüze intikalinde önemli bir görev üstlenmiştir. Uzun nefesi, tiz ve pes ses perdeleri arasında âni iniş ve çıkışlar yapabilmesi, duruma uygun aşırlar seçmesi, tilâvetini uzun tutması ve okuyuşlarında zaman zaman tercî‘/tekrar yapması da onun tilâvet tarzının özellikleri arasında zikredilebilir.

SÖZÜN ÖZÜ

Bal yiyen, arısından gocunmaz.

Mevlânâ

Dün geçmişte kalmış bir kıssadır. Bugün ise amel zamanıdır. Yarını düşünmek ise emeldir.

Fudayl b. İyaz

Editör: Mehmet Çalışkan