Gül Hz. Peygamberin (s.a.s.) simgesidir. Peygamber, gül olarak tasvir edilmiş, gül olarak anlatılmıştır. Gül, gelenekte, ter-i Muhammed olarak zikredilir. Gül gonca halinde iken âlem-i kitmanın, tevhidin ve aşk sırlarının sembolüdür. Ancak zamanı gelince güle, yani kesret alemine, gösteriş ve naz âlemine doğması gerekecektir. Geleneğimizde gülden yola çıkılarak kurulan, hakiki aşkı konu edinen mesnevîler de vardır. Bu mesnevîlerin tek kahramanı gül değildir. Gülün o destansı güzelliğine meftun olan, her an daldan dala atlayarak durmadan öten, aşkı uğruna inleyip feryat eden bülbül de konuya dahil edilir. Böylesi mesneviler Gül ü Bülbül adıyla anılır. Bu mesnevilerde de gül, güzel kokusu, göz alıcı güzelliği ve ihtişamıyla mutlak güzelliği kemal derecesinde yansıtan Hz. Peygamberin simgesidir. Bülbül ise, ona olan iştiyakını açığa vuran aşıktır; elbette aşk yolunda sabırlı olmak ve nâdâna sır vermemek gerek. Zaten âşık-ı sâdık, sır saklamasını bilendir.

Güle geldi gülerek

gülleri güldürdü o gül,

Gül güler miydi güle

gelmese gülzara o gül?

SÖZÜN ÖZÜ

Ahmak kimsenin ahmaklığı, zeki ve akıllı kimselere çabuk geçer.
Zernûcî
Zıtlar, zıtlardan kaçar; ışık parladı mı gece kalmaz.
Mevlânâ

Editör: Mehmet Çalışkan