İnsanlığın menfaat temeli üzerine inşa edildiği, insanların kendilerine sağlayacağı menfaatler ölçüsünde başkalarıyla ilgilendiği zamanlardan geçiyoruz. İnanç ve ahlaka dair hassasiyetlerin azaldığı, çoğu kez üst kattaki komşunun alt kattakinden habersiz yaşadığı, insani bağların çözüldüğü, insanlar arasına kalın duvarların örüldüğü bir dönemde yaşıyoruz.
Bütün bu olumsuzlukların giderilmesi için hep birlikte çaba göstermemiz gerektiği aşikâr. O hâlde komşularımızı unutmamalı, onların bizim üzerimizde Peygamber Efendimizin “mirasçı kılınacak zannettim” buyurduğu kadar hakları olduğunu hatırımızda tutmalıyız.
İlişkilerimizi Allah’ın Rahman sıfatının tecellisi olarak şefkat ve merhamet üzerine kuralım. Mübarek gün ve geceleri, bayramları komşularımızla muhabbetimizi artırmaya, Rabbimizin rızasını kazanmaya, toplumsal birliğimizi güçlendirmeye vesile görelim, onları evimize davet edelim, ziyaretlerine gidelim. Komşularımıza karşı tatlı dil ve güler yüzle muamele edelim, sabırlı ve hoşgörülü olalım. Aramızdaki ufak anlaşmazlıkların büyümesine izin vermeyelim. Selamı sabahı kesmeyelim, kendimiz için istediğimiz güzel şeyleri onlar için de dileyelim.
