İman ve tevhid mücadelesini ashabına aşılamak, geçmiş ümmetlerin düştüğü hatalara Müslümanların düşmemesini sağlamak ve önceki ümmetlerle kendi ümmeti arasında mukayeseler yapmak amacıyla geçmiş toplumlarla ilgili kıssaları, Allah Resûlü bir öğretim aracı olarak sıkça kullanırdı. Öyle ki, Hz. Peygamber (s.a.s.), ashabına, farz bir namazın vakti girinceye kadar İsrailoğulları’nın kıssalarını anlatırdı. O, kimi zaman geçmiş peygamberlerin ve ümmetlerin mücadelelerinden söz ederek karşılaştıkları zorluklara karşı ashabının şahsında ümmetinin manevi gücünü artırmaya çalışır, kimi zaman da İsrailoğulları başta olmak üzere geçmiş ümmetlerin yaptıkları bazı hatalı davranışlara ve taşkınlıklara işaret eder ve böylece Müslümanların bunlardan ibret almalarını isterdi. Böylece Allah Resulü, hem bir tarih bilinci oluşturmayı hedeflemiş; hem de toplumların yükseliş ve düşüşüne ilişkin Allah’ın değişmez yasalarının (sünnetullah) olduğunu ve bu yasaların kendi ümmeti için de geçerli olduğunu ümmetine hatırlatmıştır.

SÖZÜN ÖZÜ

Komşuluğu korumak, ahde uymak, iyiliğe itaat, kibre karşı çıkmak, fazileti almak, aşırılıktan sakınmak, öldürmeyi büyük suç olarak görmek, insanlar için insaflı olmak, öfkeyi yutmak ve yeryüzünde fesat çıkarmaktan sakınmak gibi övülecek hasletler için mutaassıp olun.

Hz. Ali (r.a.)

Editör: Mehmet Çalışkan