Canlı ve cansız varlıklar incelendiğinde açıkça görülecektir ki, her varlık hem yapılışı, hem iç fonksiyonları hem de diğer varlıklarla münasebeti bakımından hayret verici bir nizama, bir düzenlemeye sahiptir. Meselâ insan vücudunu ele alalım: Bunu teşkil eden organlar insanın ihtiyacını yerine getirecek, onu tehlikelerden koruyacak ve hayatiyetini sürdürecek bir şekilde yapılmıştır. Öyle ki bu organlardan birinin –meselâ bir kaza sonucu- kaybedilmesi halinde onu aynı kalite, fonksiyon ve dayanıklılıkta yapmak mümkün olmamaktadır. İlmin ve tekniğin bu kadar ilerlediği bir çağda bütün dünya bilginleri bir araya gelse bile bundan âciz kalır. Peki, sayı ile ifade edilmesi mümkün olmayan bunca insan, hayvan, bitki ve cansız varlıkta görülen fevkalâde üstün sanatın sanatkârı kimdir? Irk ırk insanıyla, boy boy hayvanıyla, renk renk bitkisiyle, dağıyla, ovasıyla, nehiriyle, deniziyle, ayıyla, mehtabıyla, güneşiyle, yıldızıyla “kâinat” denen bu harika yapı Allah’ın varlığının, O’nun kudret ve azametinin en büyük delilidir.

SÖZÜN ÖZÜ

Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.

İbn Sina

Yolumuz; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur.

Hacı Bektaş-ı Veli

Editör: Mehmet Çalışkan