Hayat hızla akıp gidiyor. Herkesin günlük telaşeleri, gelecekle ilgili planları, beklentileri var. Sürekli bir koşuşturmaca halindeyiz. Geçen her saniye, her dakika bizi biraz daha yaşlandırıyor, ömrümüzden çalıyor. Her an ona bir adım daha yaklaşıyoruz, fakat unutuyoruz. Belki de nefes aldığımız her defa aklımıza getirmemiz gerekir onu.

Ya hiç beklemediğimiz anda kesilirse nefesimiz? Uyumak üzere kapattığımız gözlerimizi bir daha hiç açamazsak? Annemizi, babamızı, eşimizi, gözümüzden sakındığımız evladımızı ya da en iyi dostumuzu hiç beklemediğimiz bir anda kaybedersek?

Ne kendimize ne de sevdiğimiz insanlara onu yakıştıramıyoruz bir türlü. Ölümün her an kapımızı çalacağını aklımızdan bile geçirmiyoruz. Hâlbuki “Lezzetleri yok edeni (yani ölümü) çok hatırlayın” (Tirmizî, Zühd, 4) buyurmuştu. Efendimiz (s.a.s.) çağlar ötesinden.

O halde yaratılış amacını unutmamak, âhirette kazanabilmek için ölümü hatırdan çıkarmamak gerek. Ve unutmamak gerek ölüm bir yok oluş değil, bizi bizden daha çok seven Rabbimize kavuşmanın ilk adımı, sonsuz hayatımızın başlangıcıdır.

SÖZÜN ÖZÜ

İlmi öğrenmeden önce edebi öğren.

İmam Mâlik

Sevgi, insanın hayatını anlamlandırır.

Akıl bu hedefe varmanın yollarını kişiye gösterir.

Blaise Pascal

Editör: Mehmet Çalışkan