İnsanın doğuştan getirdiği saygınlığın bir sonucu olarak dinimiz canın, dinin, aklın, haysiyetin ve malın dokunulmazlığını güvence altına almış, öğretileriyle bu değerleri korumaya yönelik ilkeler ortaya koymuştur. Hatta kişinin söz konusu değerleri korumak için giriştiği mücadelede canından olması şehitlik payesiyle ödüllendirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de haksız yere bir cana kıymanın bütün insanlığı öldürmek gibi olduğu ifade edilmekte, bir insanın hayatını kurtarmanın ise bütün insanlığı kurtarmak anlamına geldiği bildirilmektedir. (Mâide, 5/32) Peygamberimiz de Veda Hutbesi’nde, insanların canlarının, mallarının, haysiyet ve namuslarının dokunulmaz olduğunu bütün insanlığa ilan etmiştir. (İbn Hanbel, V, 72)

Efendimiz bir defasında da tavaf yaparken Beytullah’a yönelmiş ve şöyle seslenmiştir: “Ey Kâbe! Ne kadar hoşsun, kokun ne kadar da güzel! Şanın, hürmetin ne kadar da yüce! Ama canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah nezdinde malıyla, canıyla mü’minin hürmeti senin hürmetinden daha büyüktür.” (İbn Mâce, Fiten, 2)

Editör: Mehmet Çalışkan