Allah katında mükâfatlandırılacak davranışların sınırı yoktur. Sevap, davranışlarımızın Allah katında hüsn-i kabul görmesi olduğuna göre esasında davranışı sevaba dönüştüren onun niceliği değil, niteliğidir. Ameli sevaba çeviren şey öncelikle niyettir. Söz konusu niyet ise, Allah’ın sevgisini ve rızasını elde etmek dışında hiçbir amaç gözetmemektir. Bu yüzden hiçbir iyilik küçük görülmemelidir. Basit gibi görünmekle beraber geçmiş günahların silinmesine vesile olan nice davranış vardır. Bazen susuzluktan dili sarkmış ve ölmek üzere olan bir köpeğe iki yudum hayat suyu temin etmek, bazen gelip geçene rahatsızlık veren yoldaki bir taşı, çer çöpü alıp kenara koyuvermek sonsuz mutluluğun kapılarını açmaya vesiledir. Allah rızası için bir hasta ziyareti, meleğin, “İyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun, cennette bir yerin yuvan olsun.” (Tirmizî, Birr, 64) muştusuyla karşılık bulabilir. Ve bazen tatlı bir söz, cehennem ateşini söndürebilir, bir güler yüz, sevap hanesine artı olarak kaydedilebilir. İşte bu yüzden “Hiçbir iyiliği küçümseme.”

SÖZÜN ÖZÜ

İlâhî! Hamdini sözüme sertâc ettim, zikrini kalbime mi’râc ettim, kitabını kendime minhac ettim.

Ben yoktum vâr ettin, varlığından haberdâr ettin, aşkınla gönlümü bîkarar ettin. Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Editör: Mehmet Çalışkan