Bir gün Kutlu Nebî (s.a.s.), “Her Müslüman sadaka vermelidir” buyurur. Sahabe, “Sadaka verecek bir şey bulamayan ne yapmalı?” diye sorar. Efendimiz, “Çalışır, kazanır ve sadakasını verir” der. Bu kez çalışma imkânı bulamayanın ne yapması gerektiği sorulur. Allah Resûlü, “Muhtaç ve mazluma yardım eder” karşılığını verir. Nihayet buna da imkânı olmayanın durumu sorulduğunda Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle cevap verir: “Böyleleri iyilik yapsın, kendisini kötülükten alıkoysun. Çünkü bu da onun için bir sadakadır.” (Buhârî, Zekât, 30)

Rahmet Peygamberi (s.a.s.), bu sözleriyle iyiliğin bitmez tükenmez çeşitlerine dikkatlerimizi çekmiştir. Samimiyetle gönülden kopup gelen ve gönülleri fetheden her güzel işin iyilik, her iyiliğin de sadaka olduğunu haber vermiştir bizlere.

İyilik, bazen yolunu şaşırana yol göstermek, yoldaki zararlı şeyleri gidermektir. Bazen iyilik, kardeşimizin yüzüne tebessümle bakmak, dargınları barıştırmaktır. Kimi zaman ise iyilik, kardeşlerimiz için Rabbimize arz ettiğimiz en içten yakarışlarda buluşmaktır. Bizlere düşen iyiliğin her çeşidine talip olmak ve yapacağımız iyilikler vasıtasıyla sadakalarımızı artırmaktır.

Editör: Mehmet Çalışkan