980 yılında Buhara’da doğdu. İslâm dünyasında İbn Sînâ künyesiyle meşhur olup bilim ve felsefe alanında “eş-şeyhü’r-reîs” unvanı ile bilinir. Batı’da genellikle Avicenna olarak tanınmaktadır.

İbn Sînâ olağanüstü bir zekâya sahip olduğu için küçük yaşta dikkatleri üzerinde topladı. Önce Kur’an’ı ezberledi. Dinî ilimler sahasında çok yoğun bir okuma faaliyeti sürdürerek bu sahada ilerleme kaydeden İbn Sînâ geometri, aritmetik ve felsefe konusunda ilk bilgilerini aldıktan sonra Hint aritmetiği okudu. Felsefenin bütün disiplinlerinde iyi bir donanıma sahip iken tıp tahsiline başladı. Tıp ve eczacılıkta da ileri bir düzeye ulaşan, daha on altı yaşında iken bir tıp otoritesi olan İbn Sînâ, tıpta teoriden pratiğe geçerek bilgilerini daha da geliştirdi. On sekiz yaşında iken saray hekimliğine getirildi. Bu vesileyle zengin saray kütüphanesine girerek tıpla ilgili eserleri okuma ve inceleme imkânına kavuştu.

İbn Sînâ’nın çok zeki, çalışkan, velûd olduğu, zekâsına ve bilgisine aşırı derecede güvendiği kaydedilmektedir.

SÖZÜN ÖZÜ

Bizim kapı dost kapısı.

Girene canımız kurban.

Selâm muhabbet tapusu.

Verene canımız kurban.

Nefisten soyunduk tül tül.

Gitti beden, kaldı gönül.

Özümüz bağ, sözümüz gül.

Derene canımız kurban.

Hayat kilim, çile nakış.

Dokuyoruz iniş, yokuş.

Marifet mânâya bakış.

Görene canımız kurban.

Abdurrahim Karakoç

Editör: Mehmet Çalışkan