Bizleri yaratan ve yaşatan Yüce Rabbimiz, Kitabımız Kur’an-ı Kerim de ‘Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık’ (Sa’d, 38/27) diye buyurur. Kainatta her şey bir amaca yönelik olarak var edilmiştir. İnsanın da yaratılış gayesine uygun olarak bu hayatı yaşaması ahirette mutlu olması için önemlidir. Bu yönüyle ahiret dünya hayatının bir sonucu ve esas hayatın da bir başlangıcıdır. Bu anlamda Müslüman dünya hayatını da bilinçli geçirmek zorundadır. Yaşadığı hayatın bir gün ölümle neticeleneceğini ve hesabını vereceğini bilmelidir. Hesabı verilemeyecek bir yaşantıdan uzak kalmalıdır.

Ahirete iman kişinin dünya hayatını anlamlandırmasına da sebep olur. Hayatı sadece bu dünyadan ibaret görmek kişiyi gayesizliğe iter. Kişinin yaptığı olumsuzlukları sadece dünya hayatıyla değerlendirmek, sosyal düzeni bozar, ahlak ve değer dünyamızı altüst eder. Ayrıca insanda manevi bunalıma ve karamsar bir ruh hâline neden olabilir. Oysa her şeyin bir karşılığının olduğunu bilmek kişide huzur ve güvenin oluşmasının da en önemli gerekçesidir.

Bu nedenle mü’min her iki dünyası için de dua etmelidir: “Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru.” (Bakara, 2/201)

Editör: Mehmet Çalışkan