Müslümanın yerine getirdiği ibadetlerin Allah katında bir değer ifade etmesi, hasbi olmasıyla ilişkilidir. Güzel davranışlarda dünyevi bir karşılık beklemeden, sadece Allah rızasını gözetmek manasına gelen hasbilik, ibadetlerimiz, ahlaki davranışlarımız ve duygularımızda esas almamız gereken bir tutumdur. Zaten hasbi olma duygusuna sahip bir mü’min, her fırsatta Allah’ın hoşnutluğunu elde etmek için fırsat kollar. Allah’ın sevgisini kazanmayı temel gaye edindiğinden ve sergilediği güzel davranışlar sırf “Allah için” olduğundan, iman onun için bir huzur kaynağı olur. Bu yüzdendir ki, Allah’ın adını anarak isteyen kimseye vermeyi Müslümanlara tavsiye eden Sevgili Resûlü “Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir, Allah için (bir kötülüğe) engel olursa, imanını kemale erdirmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Sünne, 15) buyurmuştur. O hâlde verdiğinde de vermediğinde de sadece Rabbin rızasını gözetenler, olgun bir imana sahip olabilecek; mü’min, sevgisini de nefretini de Allah’ın rızasına göre şekillendirdiğinde inancın lezzetini tadabilecektir.

SÖZÜN ÖZÜ

Menfaatler, hırslarımızın zehirli yemişleridir. Her biri ayaklarımıza vurulan birer zincirdir. Onlarla Allah’a gidilemez. Nurettin Topçu

Editör: Mehmet Çalışkan