Hediye bir sevgi göstergesi olarak, karşılık beklenmeden verilen bağıştır. Kendine gelen hediyeleri kabul eden ve hediyeye karşılık veren Peygamberimiz (Tirmizî, Birr ve Sıla, 34), “Hediyeleşin” buyurarak, hediyeleşmenin kalpteki kötü duyguları gidereceğini bildirmiş, küçük de olsa verilen hediyeyi hakir görmemeyi öğütlemiştir. (Tirmizî, Velâ ve Hibe, 6) Hediye vermek için özel günleri beklemeye gerek yoktur.

Hediyenin mutlaka maddi değeri yüksek olan bir şey olması gerekmediği gibi, böyle bir beklenti içerisinde olmak da doğru değildir. “Az veren candan, çok veren maldan”, “Çam sakızı çoban armağanı” gibi atasözlerimiz hediyenin maddi değerinden ziyade manevi değerinin önemli olduğunu ifade eder. Din kardeşimize gösterdiğimiz bir tebessüm, bir güzel söz dahi hediye olabilir. Bu bilinçle, ailede, arkadaşlar, komşular ve akrabalar arasında yapılan hediyeleşmeler birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştıracak birer vasıtadır. Zenginlerin fakirlere yönelik hediyeleri de Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağını kuvvetlendirecektir. Gereksiz yere çok büyük hediyeler vermek ve hediyeden karşılık beklemek, hediyeleşmenin ruhuna aykırı samimiyetsiz tutumlardır.

Editör: Mehmet Çalışkan