Allah, kâinatta meydana gelecek tüm olayları belli sebeplere bağlamıştır. Hem dünyada hem de evrendeki her şey Allah’ın koyduğu sebep-sonuç ilişkilerine göre şekillenir. Arzu ettiği bir şeyin olmasını isteyen kişi, onun sebeplerini yerine getirmek zorundadır. Örneğin sınavda başarılı olmak isteyen öğrencinin derslerine çalışması fiilî dua sayılır.

Kişi, Allah’tan istediği şeyin gerçekleşmesi için Allah’ın kendisine öğrettiği sebepleri ve kanunları elinden geldiği kadar yerine getirir, sonucunu da Allah’tan bekler. “İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır” (Necm, 53/39) mealindeki âyette insanların çalışmaları ile alacakları sonuç arasındaki ilişkiye dikkat çekilir ve bu çalışmanın fiilî dua manasına geldiğine işaret edilir. Hayvanı hasta olan ve iyileşmesi için sadece dua eden birisine söylenen “Duana biraz da katran ilacı ekle...” sözü, fiilî dua için güzel bir örnektir.

Bir işin gerçekleşmesi için dua edip oturan insanın yapmış olduğu hareket ne kadar yanlış ise, tüm çalışmaları yapıp gerekli tedbirleri aldıktan yani fiilî duasını tamamladıktan sonra “Bu işi ben tamamladım” diyerek sözlü dua etmeyenin yapmış olduğu davranış da o derece yanlıştır.

Editör: Mehmet Çalışkan