Adı Şemseddin Muhammed b. Hamza’dır. Akşemseddin diye şöhret bulmuştur. 1390’da Şam’da doğdu. Kur’an’ı ezberleyip kuvvetli bir dinî tahsil gördükten sonra Osmancık Medresesi’ne müderris oldu. Hacı Bayrâm-ı Velî’ye intisap eti. Daha sonra şeyhinin yanından ayrılarak muhtelif yerlerde ikamet etti ve en son Göynük’e yerleşti. Hayatının son yıllarını Göynük’te geçirdiği tahmin edilen Akşemseddin, 1459’da vefat etti. Türbesi hâlen ziyaretgâhtır.

Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayram’ın II. Murad’la münasebetlerinde daima yanında olduğundan oğlu II. Mehmed ile de tanışmış ve tahta çıktıktan sonra da onunla görüşmeye devam etmişti. İstanbul’un kuşatılmasında yazdığı müjdeleyici mektupların fethin kısa zamanda gerçekleşmesinde büyük tesiri olmuştur. Kaynaklarda aynı zamanda “tabîb-i ebdân” olduğu, devrinin iyi bir hekimi sıfatıyla da şöhret kazandığı ve tıbba dair eserleri bulunduğu belirtilen Akşemseddin’in, tıp tarihinde ilk defa mikrop meselesini ortaya atmış ve hastalıkların bu yolla bulaştığı fikrini öne sürmüştür.

SÖZÜN ÖZÜ

Taklit en açık kabul ve  onaylama biçimidir.

Aliya İzzetbegoviç

Ne gariptir ki toplum olarak aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana; yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız...

Halil Cibran

Editör: Mehmet Çalışkan