Ezan; tekbir, şehâdet, tehlil ve namaza çağrı cümleleriyle imanın ikrarıdır. Ezana icabet de imanın alametidir. İhtiva ettiği kelimeler itibariyle iman ve amel bütünlüğünü veciz bir şekilde ortaya koyan bu ilâhi davete kulak vermemek, onu dikkate almamak bir mü’mine yakışmaz. Ezana saygı, onu dinlemek ve bu çağrıya icabet etmek Resûlullah (s.a.s.)’ın hem sünneti hem de emridir.

Hz. Peygamber ezanı dinlerken nasıl davranmamız gerektiğini bizlere öğreterek şu müjdeyi vermiştir: “Müezzin Allâhu ekber, Allâhu ekber dediği zaman sizden kim Allâhu ekber derse; müezzin Eşhedü enlâ ilâhe illallah dediği zaman Eşhedü enlâ ilâhe illallah derse; müezzin Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah dediği zaman Eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah derse; müezzin Hayye ale’s-salâh dediği zaman lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh derse; müezzin Hayye ale’lfelâh dediği zaman lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh derse; Allahu ekber dediğinde bunu tekrar ederse; son olarak müezzin lâ ilâhe illallah dediği zaman o da bütün kalbiyle bunu tekrarlarsa cennete girer.” (Müslim, “Salat”, 12)

SÖZÜN ÖZÜ

Ey insanlar! Kumar aletlerinden sakınınız. Kimsenin görmediği, vâkıf olamadığı işlerinizde Allah’a muhalefetten sakınınız. Cennet mutluluğunu bilerek istirahat edene ve Allah’ı bildiği hâlde başkasını zikredene hayret ederim.

Hz. Osman (r.a.)

Editör: Mehmet Çalışkan