Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed (s.a.s.)’i, insanlığa örnek ve model insan olarak sunmuştur. Peygamberimiz “Gerçekten sen yüce bir ahlak sahibisin.” (Kalem 68/4) ayetiyle övülmüştür. Bize örnek oluşu ise “And olsun ki, Allah’ın Resûlü’nde sizin için, Allâh’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh’ı çokça zikredenler için güzel bir örnek vardır.” (Ahzâb sûresi 33/21) ayetiyle açıklanmıştır.

Peygamber Efendimiz, yaşayan Kur’an’dır. O’nun yaşayan Kur’an olması, Kur’an’ı hayatının vazgeçilmez bir parçası yapması, ruhunu ve davranışlarını Kur’an ile şekillendirmesi sebebiyledir. Kendisinden Peygamberimizin ahlakını soran kimselere Hz. Aişe’nin: “Siz hiç Kur’an okumuyor musunuz? Peygamberimizin ahlakı, Kur’an’dı.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 26) demesi de Peygamberimizin Kur’an-ı Kerim’i her sahada kendisine bir ışık, rehber ve kılavuz olarak alması sebebiyledir. Öyle ki kim Peygamberimizi kendisini aydınlatmak için bir ışık olarak görür ve onun aydınlığında yürürse o kişi doğru yola erecektir.

SÖZÜN ÖZÜ

On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi, Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi! Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler; Kaç bin senedir, hâlbuki, bekleşmedelerdi! Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî’i: Bir kerre, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi; Mehmet Akif Ersoy

Editör: Mehmet Çalışkan