Toplumumuzun hayatında Kur’an-ı Kerim, hep özel bir yere sahip olmuş; Kur’an’ı okumak, dinlemek sevap kazandıran bir ibadet olarak değerlendirilmiştir.

Kur’an öğrenmek, çocukların erken yaşlarda Kur’an eğitimi almasını sağlamak, hafız anne babası olmak, birçok Müslüman ailenin en çok arzuladığı ve gerçekleştirme gayreti içinde olduğu bir amaç haline gelmiştir. Halkımız çeşitli vesilelerle Kur’an’ı okumaya, anlamaya gayret etmiş; Kur’an okunan yerde edep içinde olmuş, Kur’an’a hürmette kusur etmemeye çalışmıştır.

Toplumumuz, Kur’an’a olan sevgi ve saygısından ötürü hafızlara ve Kur’an hizmetiyle meşgul olanlara muhabbet ve hürmeti keyifli bir vazife olarak görmüş, hafızlık kurumuna ayrı bir değer vermiştir. Hafızlığı, Kutsal Kitab’ın nesilden nesile intikalinde en sağlam yol, hafızı ise Allah’ın kelamını muhafaza etmekle görevli iki ayaklı melek saymıştır.

Kur’an ezberlemek, hafızı olmak, halkımız nazarında büyük bir hizmet ve şerefli bir iş olarak görülmüştür. Hafızlık geleneği, toplumumuzda kesintisiz devam etmiş ve çok sayıda Kur’an hafızı yetişmiştir.

SÖZÜN ÖZÜ

Gafil düşmanların kin ile doldurduğu bu kalbi ibadet ile aşk ile sabır ile durmadan yıkamak zorundayız. Yoksa bir yolun ortasında mahvolacak gibiyiz.

Nurettin Topçu

Editör: Mehmet Çalışkan