Tövbe, işlenen bir günahtan pişmanlık duyup bir daha yapmamak niyetiyle kesin karar vermektir. Dünyaya sınanmak için gönderilen insan hata yapabilir ancak tövbe ile insana hatalarından dönüş imkânı verilmiştir.

Tövbenin tarihi yaratılışla başlar. İlk peygamber Hz. Âdem ve eşi Hz. Havva’nın yapılmış ve kabul edilmiş tövbeleri insanlık için en güzel tövbe örneğidir. İnsanlık onların ayak izlerini takip ederek nedametin anlamını öğrenecektir. Kur’an’da onların bu yakarışları şöyle belirtilir. “Dediler ki: Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” (Arâ’f, 7/23)

Tövbe Allah (c.c.) ile kulları arasındaki ilişkiyi hep canlı tutar. Aracısız olarak Rabbine yönelmek ve sadece O’ndan af dilemek insana gerçek hürriyeti verir. Rabbinden başkasına açılan her el, yönelinen her kapı insanı boyunduruk altına alır.

Kur’an’da yapılan iyi işlerin kötülükleri örttüğünden bahsedilir. “Kim Allah’a inanır ve salih amel işlerse, Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinden ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlere sokar.” (Teğâbun, 64/9) Her tövbenin ardından hatalarımızı örtecek iyi işler yapalım.

Editör: Mehmet Çalışkan