Rızkı veren Allah’tır, ancak rızık kazanmak için çaba sarf edecek olan insandır ve insanın bu çabası helâl yollardan olmalıdır. Helalinden kazanç, başkasının hakkına tecavüz etmeden rızık kazanmak, geçim sağlamaktır. Kazanç; insanca, kul hakkına ve Allah hakkına riayetle elde edilirse helal lokma adını alır. Mü’min helal ile geçinme, çoluk çocuğunu helal ile besleme azim ve direncine sahiptir. Bunun yanında kazancına haram karıştırmamak için Allah’a dua etmeyi de ihmal etmez. Hz. Peygamber’in bu konuda öğrettiği dualardan biri şöyledir: “Allah’ım! Beni, helal kıldığın şeyler sayesinde haram kıldıklarından uzak tut. Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme! (Tirmizî, Deavât, 111) Helal lokma, ibadetlerin ve duaların da kabulüne sebeptir. Allah’ın Resûlü bu gerçeği şöyle bir örnekle anlatır: “Üstü başı dağınık, toz toprak içinde yollara düşen, ellerini göğe açıp ‘Yâ Rabbi!’ diye yalvaran, buna karşılık; yediği, içtiği, giydiği haram olan, haramla beslenen bir adamın duası nasıl kabul edilir!” (Müslim, Zekât, 20)

SÖZÜN ÖZÜ

İlerlemiş yaşıma rağmen, ümit ediyorum ki, halkımın özgürlüğe ve kurtuluşa ulaştığını görecek kadar yaşayacağım. 70 yaşındayım ve önümüzde daha uzunca bir yol var. Kişiler ölür, halklar yaşar. Mücadelemiz bana bağlı değildir. Önemli olan da bu! Sancağı binlerce insan taşır.

Aliya İzzetbegoviç

Editör: Mehmet Çalışkan