Yüce Rabbimiz emanete riayet etmeyi müminlerin temel özellikleri arasında zikretmektedir. (Mü’minûn, 23/8) Buradaki emanet ve ahid kavramları hem insanlar tarafından korunması ve esirgenmesi için bırakılan nesneler, riayet edilmesi istenen sözleşmeler gibi maddî ve mânevî emanetleri, görevleri hem de Allah’ın kullarına yönelttiği ve kulun iman ikrarıyla uymaya söz verdiği ilâhî hükümleri kapsar. Örneğin birine korunması için bırakılan mal gibi Allah’ın müminden yerine getirmesini istediği namaz, oruç vb. ibadetler de birer emanettir. (Kur’an Yolu Tefsiri C.4 S. 12) Peygamberimiz, devlet hizmetinde çalışıp da kendisine verilen maaştan fazla olarak bir iğneyi zimmetine geçirmeyi dahi bir nevi ihanet olarak nitelendirmiş (Müslim, İmâre, 30), emanete hıyanetin münafıkların bir alâmeti olduğunu belirtmiştir. (Buhârî, Vesâyâ, 8) Toplumun her ferdinin üzerinde hak sahibi olduğu kamu malları, topluma ait mekânlar, araç ve gereçler, gelirler, doğal kaynaklar birer emanet olup tüm bunların titizlikle korunması gerekir. Ayrıca iş bir emanettir. Kişiye verilen görev aslında kendisine ait olan bir şey değil sadece belirli/sınırlı bir süreliğine verilmiş bir emanettir. İşini kötüye kullanan emanete ihanet etmiş olur.

Editör: Mehmet Çalışkan