Yüce Rabbimiz kerim kitabımızda, “Biz ona şah damarından daha yakınız…’ (Kâf, 50/16) buyurur. Aslında insan yaşadığı zorlukları yenmek ve kimselere söyleyemediği dertlerini açacağı bir dost arar hayatı boyunca. Bu anlamda kişiye nefsinden daha yakın olan Rabbine yönelmek bir ihtiyactır.

Her şeyde olduğu gibi duanın da bir adap ve üslûbu vardır. Duaya başlarken Allah’a sığınarak başlamak ve Sevgili Peygamberimize salât ve selâm getirmek bunların başında gelmektedir. Duanın yeri ve zamanı ne olursa olsun asıl olan içtenlikle bir yöneliş olmasıdır. Kalp tamamen Yüce Allah’a yönelmeli ve O’ndan istenmelidir. Duada gösterişli ifadelere ve samimiyetsiz kelimelere yer verilmemelidir. Sevgili peygamberimiz dualarını özlü ve kısa yapardı. Dua yüksek sesle ve bağırarak olmamalıdır. Dua edenin hâli de çok önemlidir. Bazen dilin anlatamadıklarını gözyaşı çok daha etkili anlatır.

Peygamberlerin duaları bizler için en güzel örnektir. Onların yaptığı duaları öğrenip yapmalıyız. Hz Yakup’un, “Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah’a arz ederim.” (Yusuf, 12/86) ifadelerinde olduğu gibi sadece Yüce Rabbimize yönelip, O’nun yardımını ve bağışlamasını isteyelim.

Editör: Mehmet Çalışkan