Kubalılardan Amr b. Avfoğulları arasında kavga çıkmıştı. Bunun üzerine Peygamberimiz ashaptan bazı zatları da yanına alarak olay yerine gitti. Anlaşmazlığı önlemeye, kavgaya son vermeye ve onları barıştırmaya gayret ediyordu. Bu sırada da namaz vakti girmiş, Hz. Bilal ezanı okumuştu. Epey beklenip de Peygamberimizin gelmediği görülünce Hz. Bilal, Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) hitaben, “Peygamberimiz insanların arasını ıslah ile meşgul, istersen namazı sen kıldırıver” dedi. O da namaza durdu. Sonra Efendimiz gelerek ilk safa durdu. Hz. Ebu Bekir hemen geri çekildi ve mihraba Peygamberimiz geçerek namazı kıldırdı.

Görüleceği üzere Müslümanların arasını bulmak ve onları barıştırmak için farz namaz gecikmişti. Müminler arasında barış sağlandıktan sonra Peygamberimiz (s.a.s.) vakti içinde namazı kıldırdı. Diğer bir hadisi şeriflerinde Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: “Müslümanın Müslümana üç günden fazla dargın durması helal olmaz.” (Buhârî, Edeb 57, 58) Sevgili Peygamberimiz doğan ihtilafları anında bertaraf etmeye çalışır, dargınları barıştırır ve kavgaları önlemeye uğraşırdı. Sulha ve barışa yanaşmayan kişiye Allah’ın rahmet etmeyeceğini ifade ederdi.

Editör: Mehmet Çalışkan