Çocuk, evlilik ağacının bir meyvesi, toplumların yarınlarının güven kaynağıdır. Onun iyi ya da kötü huylu bir insan olması, aile, okul ve çevresinden aldığı terbiyeye bağlıdır. Bir tarihin, toplumun, vatanın kaderini omuzlayacak yarının büyüklerinin küçük dünyalarını korumak ve her zaman temiz tutabilmek, bugünün büyüklerinin en önemli vazifesidir. Onun dünyası büyüğünkinden farklıdır. Çocuk, zihnî durumu itibariyle bir fotoğraf makinesine benzer. Çevre, okul, aile çocuğa ne vermişse, ne kazandırmışsa, benlik ve şahsiyet peteğini onunla örmeye çalışır.

Bir çocuk için ilk terbiye ocağı ailedir. Yaratılıştan temiz olan çocukların fıtratlarındaki ilahi cevheri koruma görevi, evvela anne-babaya düşer. Onların iman ve ahlaklarıyla ilgilenmeyip, sadece vitrin bebekleri gibi süsleyip giydiren, yeme ve içmelerini temin etmekle sorumluluğunun bittiğini zanneden anne-baba, toplum önünde ve Allah katında mesuldür. Zira, “Hiçbir baba evladına, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.” (Tirmizî, Birr, 33)

Şairin dediği gibi:

“Can gelirdi cihana, / Anlaşılsaydı mana;

Büyükler bahçıvana, / Çocuklar güle benzer.”

Ne mutlu sorumluluklarını idrak eden bahçıvanlara!..

Editör: Mehmet Çalışkan