Sevgili Peygamberimiz, “Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter” (Ebû Dâvûd, Zekât, 45) buyururken, bu büyük ve mukaddes emanet olgusunun en somut ve en hassas hâllerinden biri de çocuklardı elbette. Bu dünyada bizlere verilen emanet, aslında onların “çocukluk”larıdır.

Dünyaya anne babasına bağımlı ve muhtaç yavrunun; bedenen ve zihnen olgunluğa erişinceye kadar bakımı, gözetimi, eğitimi, başkalarına zarar vermekten veya başkalarından zarar görmekten korunması ailesinin görevidir. “Bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter” (Ebû Dâvûd, Zekât, 45) buyurur Sevgili Peygamberimiz.

Bizim onlar üzerinde “onların bize iyi davranması” hakkımız olduğu gibi onların da bizim üzerimizde “onlara adil davranma” hakları vardır (Ebû Dâvûd, Büyû, 83). Bu sebeple, ilgilenme ve ödüllendirmede çocuklar arasında âdil olunmalıdır. Anne babasından merhamet, sevgi görme, sevgiyi aile yuvasında öğrenme hakkı onlara güzel bir eğitimle sağlanmalıdır. Unutmayalım ki “elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği”, “insanlığa faydası dokunan” hayırlı bir evlat ahlak eğitimine emek veren anne baba eliyle yetişir.

Editör: Mehmet Çalışkan