Yüce Rabbimiz, bizlere birbirini takip eden iki hayat vermiştir. Birincisi âhirete uzanan, fâni, kısa ömürlü ve kazanca dönüştürülmesi gereken dünya hayatıdır. İkincisi ise dünya tarlasında ektiğimizi biçeceğimiz yaptıklarımızın karşılığını eksiksiz göreceğimiz ebedi âhiret hayatıdır. Rabbimiz, bu ebedi hayatta cennetine götürecek yolu bizlere Kur’ân-ı Kerim’de öğretmiş, Peygamberimiz de yaşayarak göstermiştir.

Cennete giden yola imanla girilir. Allah’ın varlığına ve birliğine, O’nun peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, âhiret gününe, kaza ve kaderin Allah’tan olduğuna gönülden inanmak mü’min olabilmenin ilk şartıdır. Cennete giden yolda ilerleyebilmenin şartı ibadettir, salih ameldir. Sırf Allah rızası gözetilerek yapılan her güzel iş bir ibadettir.

Cennete giden yolda yücelebilmenin şartı güzel ahlâktır. Rabbimize, kendimize, çevremize karşı samimiyeti kuşanmaktır. Doğruluk ve istikametten asla ayrılmamaktır. “Utanmazsan dilediğini yap.” (Buhârî, Ehâdîsü’l-Enbiyâ, 54) hadisini şiar edinerek nezih, tertemiz bir hayat yaşamaktır.

SÖZÜN ÖZÜ

Cahillerle tartışmayın. Ben hiç galip gelemedim.

İmam-ı Gazalî

Bir milletin kendine yeterli olmadığını söylemek, onu mazisiyle, iktidarıyla, imanıyla beraber gömmek demektir.

Nurettin Topçu

Editör: Mehmet Çalışkan