Kâfir, münafık ve müşriklerin sürekli, bazı günahkâr mü’minlerin ise geçici olarak kalacağı cehennem, Kur’an-ı Kerim’de değişik isimlerle adlandırılır. Bunlar arasında en çok tekrarlanıp cennetin karşıtı olarak kullanılanı, “ateş” anlamındaki nâr kelimesidir. Peşisıra cahîm, hâviye, hutame, leza, saîr, sakar isimleri de kullanılır. Hemen hepsi ateşle ilgili olan bu farklı isimlerle cehennemdeki azap çeşitlerinin yanı sıra onun tabakaları, bölümleri de kastedilmiş olabilir.

Cehennemde maddi cezalar yanında bütün umutların boşa çıkması, Allah’ın merhametinden mahrum kalınması gibi manevi cezalar da söz konusudur. Oradaki en büyük manevi azap Allah’ın cemalini görememektir. Cehennemlikler Allah’ı görmekten mahrum kalacaklar, (Mutaffifin, 83/15) buna karşılık azapları çeşitli şekillerde fasıla vermeden sürüp gidecektir. Onlar ölümü temenni ederler, cehennem zebanilerinin reisi olan Mâlik’e, Allah’ın nezdinde cezalarının hafiflemesi için şefaatte bulunması ricasında bulunurlar. Fakat ondan, “Ebedi olarak cehennemde kalacaksınız.” (Zuhruf, 43/77) cevabını alırlar.

SÖZÜN ÖZÜ

Ahlakı kötü insanlarla arkadaşlık kurma ki, onlar günah işlemeye seni yöneltmesinler.

Ebu Hanife

İlmin rütbesi bütün rütbelerin üstündedir.

Zernuci

Editör: Mehmet Çalışkan