Bir arada yaşamamızın gereği olarak maddi darlık, sıkıntılarımız olabilir. Yakınlarımızdan borç alarak sıkıntılarımızı hafifletmek isteriz. Borçlu olmak zor bir durumdur. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) borçlu olmaktan Allah’a sığınmış ve borcunu ödemediği sürece şehidin bile cennete giremeyeceğini ifade etmiştir.

Dinimiz borç vermeyi teşvik etmiştir. Hatta bazı durumlarda borç vermek sadaka vermekten de sevap sayılmıştır. Yüce Rabbimiz, “Eğer Allah’a içten gelen istekle ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar” buyurmuştur. (et-Teğâbün, 64/17) Kur’an-ı Kerîm’de, “Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır” (el-Bakara, 2/280) buyrulmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “Borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren veya borcunun bir kısmını bağışlayan kimseyi yüce Allah cehennem ateşinden korur” buyurmuştur. (Buhârî, Buyû’ 17)

Ancak borçlunun da borcunu ödeyebilecek durumda olduğu halde borcunu vermemesi zulümdür. Borcunu zamanında ve istetmeden ödemelidir. Peygamber (s.a.s.), zamanında borçlarını ödemiş ve borcunu öderken fazla fazla vermiştir.

Editör: Mehmet Çalışkan