Zamanın birinde, bir adam çölde tek başına yolculuk yapıyormuş. Aniden gökyüzünden, “Filanın bahçesini sula!” diye bir ses işitmiş. Başını kaldırıp baktığında gökte sadece bir bulut görmüş. Evet, ses oradan geliyormuş. Adam hayretler içerisinde kalarak bulutu takip etmeye başlamış. Kara taşlık bir yere gelince bulut suyunu boşaltmış. Yağmur suları bir derede toplanmış ve akmaya başlamış. Bu defa adam suyu takip etmiş ve önüne bir bahçe çıkmış. Burada bir adamın bahçeyi suladığını görmüş. Bahçeyi sulayan adama yaklaşarak, “Arkadaş, adın ne?” diye sormuş. Bahçeyi sulayan adam “Adımı niçin soruyorsun?” demiş. O da, “Biraz önce yağmur yağdıran bulut vardı ya...” diyerek gördüklerini anlatmış ve “Adını da onun için soruyorum. Sen hangi davranışın sebebiyle böyle bir ilahi ikrama nail oldun?” deyince bahçe sahibi, “Şu gördüğün bahçe ürün verince oturup hesap yaparım. Ürünün üçte birini dağıtırım. Üçte birini çoluk çocuğumla yerim. Üçte birini de tohumluk yaparım. İşte benim yaptığım bundan ibarettir.” diye karşılık vermiş. (Müslim, Zühd, 45)

SÖZÜN ÖZÜ

Maziye ihanet edenler atiye de ihanet etmiş olurlar.

Arif Nihat Asya

Politika ve harp tarihi kılıcın zaferiyle doludur. Fakat kültür ve medeniyet tarihini yapan kalbin zaferidir.

Peyami Safa

Editör: Mehmet Çalışkan