Hz. Peygamber’e ait veya kendisiyle alakalı eşyaları, sahâbîler ve ardından gelen nesiller birer aziz hatıra olarak büyük bir titizlikle korudular. Giydiği kıyafetlerden su içtiği kaplara, kullandığı silahlara, asasına, sancağına, kesilen saçına kadar birçok hatıra gelecek nesillere saygı ve sevgiyle ulaştırıldı. Bazı peygamberlerden, ashaptan ve daha sonra gelen İslam büyüklerinden hatıraların da ilavesiyle bu yadigârların bir kısmı nesilden nesile intikal etti. Bir kısmı da cami, türbe, dergâh gibi hayrat binalarına vakfedildi.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethiyle hilafeti fiilen devralması üzerine İskenderiye hazinesinde bulunan kutsal emanetler İstanbul’a getirildi. Mukaddes emanetlerin bir kısmı da Türk askerleri Hicaz’dan çekilirken herhangi bir yağmaya uğramaması için Medine Müdafii Fahreddin Paşa’nın İstanbul’a göndermesiyle Topkapı Sarayı’nda hürmet ve muhabbetle muhafaza edildi. Haremeyn’e, özellikle Kâbe’ye ve Resûlüllah (s.a.s.)’ın kabrine ait olan örtülerin, Hacerülesved mahfazalarının, minber-i şerif sancaklarının da yer aldığı mukaddes emanetlerin yanı başında yüzyıllarca yirmi dört saat edep, huşu ve huzur içinde Kur’an-ı Kerim okundu.

Editör: Mehmet Çalışkan