Yüce dinimiz İslam, en son ve en mükemmel dindir. Tevhid inancına dayanan bu din, tevhidle Müslüman toplumların birbirine kenetlenmesini de ister.

Böyle bir İslam toplumu, her türlü aşırılıktan, taşkınlıktan ve ölçüsüz davranıştan kaçınan, itidal (orta yol) temelli bir toplumdur. Yüce Kitabımız, bu toplumu insanlara; peygamberini de onlara şahit tutarak “sağduyulu bir toplum” olarak tanıtır: “Böylece sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık.” (Bakara, 2/143)

Aşırılık ve taşkınlıklar düşüncede, davranışta olabileceği gibi dinde ve dini anlama biçimlerinde de olabilmektedir. Tutum ve davranışlarda itidalli olmak ve her türlü taşkınlıktan kaçınmak ise müslümanların en temel özelliklerindendir. Zira Kur’an-ı Kerim, dinde aşırıya kaçmayı doğru yoldan sapma sebebi gördüğü gibi (Mâide, 5/77), Peygamberimiz (s.a.s.) de dinde aşırılığı ve dini zorlaştıran bir anlayışı kesin bir şekilde reddetmiştir. (Buhârî, Îmân, 28; Tirmizî, İlim, 17)

SÖZÜN ÖZÜ

Başkalarının nimetlerinde kendi rızkını arama. İsterse güneşin kaynağından gelmiş olsun hiç kimseden su bile isteme.

Allah‘a güven ve çalış. Bu şerefli İslâm ümmetinin yüzünü utandırma.

Muhammed İkbal

Editör: Mehmet Çalışkan