Allah Teâlâ, âlemi sadece yaratıp sonra kendi haline bırakmış değildir. “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!” (Kıyâme 75/36) ve “O, her an kâinata tasarruf etmektedir.” (Rahmân 55/29) ayetlerinin de bildirdiği üzere O, hem fiziki âlem ve insan ile yaratma suretiyle her an irtibat halinde bulunan, hem de insanı imanla, kullukla, bu kulluk doğrultusunda ibadetler ve ahlaki davranışlarla mükellef kılarak onun kendisiyle daima irtibatını canlı tutan yaratıcıdır.

İşte Allah Teâlâ’nın yetkinlik sıfatlarından ilim, kudret, irade, işitme, görme gibi sıfatları bu irtibatın göstergesidir. Ancak bir yandan âleme bu şekilde sürekli müdahil olan Allah, diğer yandan da insan idrakinin ulaşabileceği her türlü algının ötesindedir. Dolayısıyla O, kendisi dışında kalan hiçbir şeye benzemeyen, şeriki, dengi olmayan varlıktır. Söz konusu sıfatların diğer bir kısmı da Allah’ı diğer varlıklardan ayıran, sadece O’nun zatına mahsus nitelikleri göstermekte ve O’nun hakkında insanoğlunun zihninde doğabilecek her türlü olumsuzluk algısını ortadan kaldırmaktadır.

SÖZÜN ÖZÜ

Geleceği olmayan başarılar, gerçekte gizli bozgunlardır. Kokmuş yumurtayı ezen, kokusuna dayanmalıdır.

Cenap Şahabettin

Editör: Mehmet Çalışkan