Kul hakları söz konusu olduğunda, akla ilk önce ana-babalar gelir. Zira onlar, çocuklarının üzerinde en çok emeği olan insanlardır. Anneler; çocuklarını hamilelikte büyük zorluklarla taşımakta, çeşitli sıkıntılarla dünyaya getirmektedirler. Doğum sonrasında ise uykularını bölerek onları emzirmekte, en güzel ninnilerle uyutup sevgiyle büyütmektedirler.

Babalarımızın da üzerimizde çok büyük emekleri vardır. Soğuk-sıcak, yaz-kış demeden, gece-gündüz çalışır; çabalar, helalinden kazanır, maddeten ve manen çocuklarının büyüyüp gelişmesine ve hayata atılmalarına katkıda bulunurlar. Rabbimiz, kendisine kulluk emrinden hemen sonra, ana-babaya iyi davranmayı emretmiştir:

“Rabbin, kendisinden başkasına asla kulluk etmemenizi, ana-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: ‘Rabbim! Beni küçükken sevgi ve şefkatle büyüttükleri gibi sen de onlara merhamet et.” (İsrâ 17/23-24)

SÖZÜN ÖZÜ

Bir zorlukla karşılaştığında sabret. Çünkü hiçbir güçlük yoktur ki arkasından kolaylık gelmesin. Aziz ve Celil olan Allah size ahireti kazanmanız için dünyayı vermiştir. Dünya fâni ahiret ise bâkîdir. Fâni olan dünya sizi şımartıp da bâkî olan ahiretten alıkoymasın.

Hz. Osman (r.a.)

Editör: Mehmet Çalışkan