Rıza Yüce Allah’ın emri, takdiri karşısında kulun itirazsız boyun eğmesi demektir. Hayatta en büyük arzumuz Yüce Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. “Allah’ın rızası her şeyden büyüktür.” (Tevbe, 72)

Sahabe-i kiramdan Ebu Said el-Hudrî (r.a.) Allah Resulünün şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Yüce Allah cennet ehline, “Ey cennet ehli!” diye seslenir. Onlar da, “Buyur ya Rabbi, emrini yerine getirmekle mesut oluruz” derler. Yüce Allah, “Size verilen bu nimetlerden razı mısınız?” der. Cennet ehli, “Nasıl razı olmayalım ki, sen bize yaratıklarından hiçbirine vermediğin nimetleri verdin” derler. Cenab-ı Hak, “Size bundan daha faziletlisini vereyim mi?” buyurur. Onlar, “Ey Rabbimiz, bundan daha üstün ne olabilir?” derler. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, “Rızamdır. Sizden razı olacağım ve bundan sonra ebedi olarak da size gazap etmeyeceğim” buyurur. (Buhari, Rikak, 50)

İbadet ve diğer işlerimizde Yüce Allah rızasını arayalım. Onun emirlerine itaat, takdirine rıza göstermek samimi kulların tavrıdır. Onun için Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın iyi kullarından bahsedilirken, “Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuştur” buyrulur. (Beyyine, 98/8)

Editör: Mehmet Çalışkan