İslam âlimleri dini, “Akıl sahibi insanları, kendi hür iradeleriyle bu dünyada istikamet üzere bir yaşayışa, öte dünyada da ebedi kurtuluşa sevk eden ilahi kanun.” olarak tanımlar. İnsanı ebedî kurtuluşa ulaştıracak öncelikli şartın iman olduğu açıktır. Kur’an-ı Kerim ve hadislerde hiçbir şüpheye yer bırakmayacak biçimde, açıkça zikredilen ve amentü ile formülleştirilen iman esaslarının en başta geleni ise Allah’a imandır. Zira Allah’ın varlığına ve sahip olduğu bütün yetkinlik sıfatlarına iman edilmedikçe, kaza ve kader, melek, peygamber, kitap veya ahirete imandan söz etmek mümkün değildir.

Allah’a iman, önce O’nun varlığını bilmek ve bunu tasdik etmekle başlar. Kur’an-ı Kerim Allah’ın varlığının, aklî melekeleri yerinde olan her insan için ulaşılması son derece kolay, hatta bir anlamda inkârı mümkün olmayacak derecede açık bir hakikat olduğunu belirtir. İnsanın kendi varlığı da dâhil olmak üzere, en küçüğünden en büyüğüne kadar kâinattaki her bir varlık ve gerçekleşen her hadise, Allah’ın varlığının bir delilidir.

SÖZÜN ÖZÜ

Ey akıl sahibi, ilim yüksek bir makamdır. Ona nail olduğun zaman, diğer bütün makamlar yok olur.

Hak’tan ve Hak yolundan başka her ne düşünülse, hepsi ayrılık ve perişanlık  yoludur.  Abdülhakim Arvâsî

Editör: Mehmet Çalışkan