“Mescit” sözcüğü ‘tevazu ile eğilmek’ anlamındaki secde etmek kelimesinden türeyen ve ‹secde edilen yer’ mânâsını ifade eden bir isimdir.

Allah Resûlü, “Kulun, Rabbine en yakın olduğu an, secde ânıdır.” (Ebû Dâvûd, Salât, 147,148) buyurarak, Müslüman’ın ibadetinde secdenin ayrıcalıklı bir yeri olduğunu bildirmiştir. Bu bağlamda mescitler çokça secde edilen yerler olması dolayısıyla Allah’a en fazla yakın olunan mekânlardır.

Resûlullah tarafından ‘Allah’ın evleri’ olarak anılan Mescitler; İslâm’ın sembolü, Müslümanların birlik ve beraberliklerinin göstergesi, onların bir bölgedeki varlık ve hâkimiyetlerinin işaretidir. Hz. Peygamber, “Bir kimsenin mescitlere gidip gelmeyi alışkanlık edindiğini görürseniz onun imanına şahit olunuz.” (Tirmizî, Îmân, 8) buyurarak bir Müslümanın mescitlere devam etmesini imanının göstergesi kabul etmiştir. Ayrıca Peygamberimiz mescide gelmek isteyen kadınlara mâni olunmamasını istemiş, giriş çıkışta rahatsız olmamaları için mescidin bir kapısını onlara tahsis etmeyi uygun görmüştür.

SÖZÜN ÖZÜ

Fani dünyaya meyleden kara bahtlı bir kimse, kendi bahtsızlığına kan ağlasa daha iyidir.

Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî

Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni bir ad bulduk: Kültür.

Cemil Meriç

Editör: Mehmet Çalışkan