Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından organize edilen Balkan STK’ları ile vakıf bağışçıları iftar programına katıldı.

İstanbul Cemile Sultan Korusu’nda düzenlenen İftar programında konuşan TBMM Başkanı Şentop, büyük bir millet olarak çok geniş bir coğrafyada yaşandığını belirterek, bin yıllarca bu büyük coğrafyada çok geniş bir yelpazede büyük bir aile halinde var olunduğunu söyledi.

Başkan Şentop, bu büyük aile içerisinde aradaki bağın kopmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “Balkan’ kelimesini bugün bilinçli olarak silmek ve bu coğrafyayı tarihinden, kimliğinden kopartmak isteyenler, bölgenin kimliğini isim düzeyinde dahi yok etmek için Balkanlar yerine Güney Doğu Avrupa demeyi tercih eden bir anlayışın varlığını hatırlatmak isterim. Gönül coğrafyamız diye isimlendirdiğimiz bu tarihi coğrafyalar bizim ortak medeniyetimizin mührünü bastığı topraklardan bahsediyoruz.” diye konuştu.

Ülkenin bütün bölgelerinin çok yoğun olarak muhaceretle bir bağlantısının bulunduğunu, “Evladı Fatihan” olmanın geçmişini bilmeyi ve geride kalanları da unutmamayı ihtiva ettiğini anlatan Başkan Şentop, şöyle devam etti:

"Geçmişini bilme, geride kalanları unutmamak hatıralara sahip çıkmayı, yaşayan eserleri korumayı gerektirdiği kadar, yeni izler, işaretler bırakmayı da icap ettirmektedir. Yeni izler, işaretler bırakmak kişiler ve kurumların yardımlaşmasını, dayanışmasını icap ettiriyor. Bizler özel akrabalık ilişkilerimizde ve devletlerarası hukukta Rumeli’ndeki kardeşlerimizi hiçbir zaman unutmadık. İyi günde, kötü günde varlığımızla daima onların yanında olduk. Bundan sonra da artarak daha güçlü bir şekilde onların yanında olmaya Cenab-ı Hakkın izniyle devam edeceğiz. Türkiye’de 40 farklı şehirde yaklaşık 2 bin Balkan kökenli dernek ve vakfımız var. Bu sivil toplum kuruluşları Balkan coğrafyasında itici bir güç oluşturabilecek yetkinliktedir. Balkan coğrafyasında hatırı sayılır bir ticari büyüklüğümüz de var. Tabii bunların da yeterli olmadığını söylemeliyim.”

Başkan Şentop, Balkan coğrafyasına yatırım yapmanın sadece ekonomik gerekçelerle izah edilemeyeceğini, başka sebeplerin de var olduğunu aktararak, ata, ecdat yadigarı o coğrafyanın kalkınmasının, ekonomik olarak gelişmesinin, zenginleşmesinin kendileri için bir vefa borcu olduğunu söyledi.

“İnsani duygularla kardeşlik halkasında, bir araya gelme vaktidir”

Yatırım denilince manevi yatırımları da tarihi sorumluluklarının gereklerini, bugünün ve geleceğin irtibat noktalarını, tarihi ve bugünü birbirine bağlayan manevi rabıtaların da unutulmaması gerektiğini dile getiren Başkan Şentop, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bütün STK’larımızın, burada faaliyet gösteren Balkan, Rumeli kökenli kardeşlerimizin bu hassasiyetlerle birçok projeye katkıları olduğunu biliyorum. Bunlar çok kıymetli vefa eserleridir. Bugün bilhassa Diyanet Vakfımızın öncülüğünde sürdürülen temsil değeri çok yüksek öncü projeleri hatırlatmak istiyorum. Onlara desteğini talep etmek istiyorum. Bizler şu an Piriştine’de, Tiran’da, Üsküp’te, Akova’da yapımı devam eden camilerimize, Rusçuk, Şumnu, Mestanlı, Sofya ve Mecidiye’deki okul projelerine omuz vermeliyiz. Kökleri asırlar öncesine uzanan bu büyük ailenin fertleri olarak dostluğumuzu, paylaşımlarımızı, Balkan topraklardan aldığımız ruhu tekrar o coğrafyaya yansıtmak ve vermek mecburiyetindeyiz. Müslümanlar olarak başkalarının dertleriyle hemdert olmayı daha çok idrak ettiğimiz bu mukaddes ayda, insanımızın ve cemiyetimizin, insanlığın her ferdini düşünmek vicdani bir sorumluluktur. Birbirimizle daha çok empati yapmanın diğer adı olan ramazan, maneviyatın maddiyata galebe çaldığı, insani duygularla kardeşlik halkasında, bir araya gelme vaktidir.” ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Vakıf kültürü, İslam medeniyetinin en önemli unsurudur”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise konuşmasında, vakıf kültürünün, İslam medeniyetinin en önemli unsurlarından birisi olduğunu hatırlatarak, “Peygamber Efendimizden bugüne kadar İslam medeniyeti tarihinde vakıf anlayışının ne büyük hizmetlere vesile olduğunu kitaplarda okuyoruz. Geçmişimizi şöyle bir araştırdığımız zaman hemen görüyoruz.” dedi.

Vakıflara gönül veren insanların da Peygamber varisleri olduğunu belirten Başkan Erbaş, “Çünkü ilk vakfeden insan Peygamber Efendimizdir. Medine-i Münevvere’deki arazisini kıyamete kadar fakir fukara, garip guraba insanlar istifade etsin diye vakfetmiştir Peygamber Efendimiz. İşte biz onun vakıf anlayışı noktasında da varisleriyiz.” diye konuştu.

“TDV 250 bin öğrenciye burs veren vakıftır”

Başkan Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı’nın 47 senedir vakıf hizmeti verdiğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye Diyanet Vakfı, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bırakmış olduğu bu büyük emaneti omuzlarına almış bugüne kadar hem yurt içinde hem yurt dışında çok büyük hizmetler yapmıştır. Yapmış olduğu en önemli hizmetlerden birisi eğitim faaliyetleridir. Şu ana kadar yurt içinden 250 bini aşkın öğrenciye burs veren bir vakıftır. Yurtdışından Balkanlar başta olmak üzere dünyanın her yerinden şu anda Türkiye Diyanet Vakfı’nın desteklediği 11 bin öğrencimiz var. Biz onlara misafir öğrenci diyoruz. Hesap ettiğimiz zaman 111 ülkeden gelen öğrencileri Türkiye Diyanet Vakfı okutmaktadır. Mezun ettikten sonra ülkelerine göndermekte ve Türkiye sevgisini, muhabbetini gittikleri yerlerde en güzel bir şekilde onlar geliştirmektedirler.” ,

“TDV’nin mezun ettiği öğrencileri görünce göğsümüz kabardı”

Geçen yıl yaptığı Balkan ziyaretine de değinen Başkan Erbaş, “Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Karadağ gittiğimiz her yerde Türkiye’den çeşitli vakıfların ve özellikle Türkiye Diyanet Vakfı’nın destekleriyle mezun olmuş gençleri gördüğümüz zaman göğsümüz kabardı. Ülkemiz adına iftihar ettik.” şeklinde konuştu.

Programa Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti İkinci Başkanı İhsan Açık ile Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan da katıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan