Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, TRT Haber’in canlı yayın konuğu oldu.

Prof. Dr. Martı, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" kapsamında katıldığı programda, Diyanet İşleri Başkanlığının kadına yönelik şiddet konusunda yürüttüğü çalışmaları anlattı.

Diyanet İşleri Başkanlığının temel sorumluluğunun, İslam dininin hakikatlerini ve doğru dini bilgiyi topluma ulaştırmak olduğuna dikkati çeken Martı, “Bizim dinimiz merhamet dinidir, rahmet dinidir. Peygamber Efendimizin âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bir Peygamber olduğu Kur’an’da açıkça belirtilmektedir.” dedi.

- Şiddetle mücadele dini bir yükümlülüktür

Zulüm ve şiddetin tam aksinin rahmet ve merhamet olduğunu vurgulayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Martı, “Dinimizin en temelinde ve bütün ilkelerinde merhametin var olduğunu, dolayısıyla şiddetle mücadelenin dini bir yükümlülük olduğunu söyleyebiliriz. Bu sadece kanuni anlamda değil ahlaki, insani ve vicdani anlamda da bir mesuliyet olarak bütün Müslümanların omzundadır. Bu konuda kadın-erkek arasında hiçbir fark yoktur, şiddetle mücadele etmek genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle her insanın görevidir.” diye konuştu.

- Şiddetle mücadele Başkanlığımızın asli görevlerindendir

Diyanet İşleri Başkanlığının, İslam dininin temel ilkelerini, Kur’an-ı Kerim'in mesajlarını ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) yaşam modelini topluma anlatmakla yükümlü olduğunu belirten Martı, “Sadece anlatmak değil, bir bilinçlenmenin meydana gelmesi, bir farkındalığın oluşması ve merhamet toplumunun inşa edilmesi için çalışmak da Başkanlığımızın temel vazifesidir.” ifadelerini kullandı.

Şiddetle mücadele konusunda Diyanet İşleri Başkanlığının zihinsel dönüşüm ve ahlaki gelişimi hedefleyen önemli çalışmaları olduğuna vurgu yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Martı, şunları kaydetti:

“Biz her kademede ve her alanda yürüttüğümüz hizmetler içerisinde, mutlak surette, merhameti yaygınlaştıran bir söylemle yürüyor ve sadece fiziksel şiddetle değil duygusal, psikolojik ve ekonomik şiddetle, kadını kadın olduğu için öteleyen, ötekileştiren ve haklarından mahrum bırakan her türlü söz ve davranışla mücadele edilmesi gerektiğini anlatıyoruz.

Bunun bazen camilerimizde erkek cemaatimiz için hutbelerde ve vaazlarda dile getirildiğini görebilirsiniz. Bazen Kur'an kurslarımızda kadın kursiyerlerimiz için eğitim programlarına düzenli bir şekilde dâhil edildiğini görebilirsiniz. Bazen yaz kurslarında çocuklar için ‘Ailemde Merhamet İstiyorum’ diyen bir proje kapsamında, aile bireylerinden hiçbirinin şiddeti hak etmediğini ve hepsinin özgürce huzurlu ve güven içinde yaşamayı hak ettiğini anlatan eğitimlerde görebilirsiniz. Dolayısıyla şiddetle mücadele Diyanet İşleri Başkanlığının çok temel vazifelerinden birisidir ve bu mücadeleyi kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz.”

- Zihniyet dönüşümü şiddetle mücadelede çok önemlidir

Diyanet İşleri Başkanlığınca şiddetle mücadele kapsamında sürdürülen çalışmaların üç farklı kademede değerlendirilebileceğini kaydeden Martı, bu üç kademeyi şu sözlerle dile getirdi:

“Birincisi; bütün toplumu, şiddeti üreten zihin kodları konusunda bilgilendirmektir. Şiddet bir davranış modelidir ve bulaşıcıdır, görülerek öğrenilen bir davranış modelidir. Şiddetin hiçbir şekilde mazereti yoktur. Ancak insanlar şiddeti zihinlerinde kolaylaştırmak ve meşru göstermek için birtakım kalıplar üretmekte, hurafeye dayalı düşüncelerle sanki dini bir temelmiş gibi de göstererek erkeğe kadına karşı şiddet uygulama hakkı vermektedir. Bu yanlış zihin kodlarının değiştirilmesi yani bir zihniyet dönüşümü, şiddetle mücadelede çok önemlidir.

Bilinçlendirme çalışmaları

İkincisi; şiddet davranışının ortaya çıkmaması ya da şiddet davranışı esnasında doğru tepkiler verilmesi gerektiğine yönelik kadınlarımızı bilinçlendiriyoruz. Merhamet odaklı bir iletişim modeli sunuyoruz. Kadınlarımızın çocuklarını da bu konuda doğru yetiştirmesini hedefliyoruz. Sadece kadına yönelik şiddet değil, aynı zamanda çocuk istismarını da biz aile içi şiddet, ihmal ve istismar davranışları kapsamında değerlendiriyoruz. Yani mağduru bilinçlendirip, kendini ve toplumu korumasına yönelik çalışmalar yapıyoruz.

Aile ve Dini Rehberlik büroları

Üçüncüsü de il müftülüklerimizde ve ilçe müftülüklerimizde ‘Aile ve Dini Rehberlik’ bürolarımız var. Bu bürolarımıza başvuran kadınlarımıza manevi destek ve dini rehberlik hizmeti sunuyoruz. Kimi zaman kadınların şiddeti içselleştirdiğini, kabullendiğini ve şiddetin yayılmasına farkında olmadan aracı olduğunu acı bir şekilde görüyoruz. Şiddet esnasında zarar görmüş, özgüvenini kaybetmiş, hayata tutunmakta zorlanan ve ailesiyle ilişkileri yıpranmış bir kadının toparlanıp ayağa kalkması, kendine ve topluma olan güveninin tekrar canlanması için manevi anlamda desteklenmesi noktasında rehberlik çalışmaları yapıyoruz.

Kadın sığınma evlerinde rehberlik hizmeti

Ayrıca gerek belediyelerimizin gerekse Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın kadın sığınma evlerinde konuk ettiği şiddete uğramış kadınlarımıza düzenli bir şekilde manevi danışmanlık ve rehberlik yapıyoruz. Bizim personelimiz kadın konuk evlerinde, sadece kadınlara değil buradaki kadınların çocuklarına da manevi destek ve rehberlik sunan resmi görevliler olarak daima vazifeleri başındadır."

Prof. Dr. Martı sözlerinin sonunda, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her türlü şiddetin engellenmesi, merhameti önceleyen doğru bir zihniyetin topluma yerleştirilmesi ve de şiddet yaşanmışsa maneviyattan destek alınarak mağdurların güçlendirilmesi noktasında çalışmalara devam edileceğini belirtti.

Editör: Mehmet Çalışkan