Arafat Vakfesi'nin ardından ilk gece Müzdelife'ye gelen milyonlarca hacı Cemerat'a (Şeytan taşlama alanı) ulaştı. Daha önce taşlarını hazırlayan hacılar ilk gece Büyük Şeytan'a (Cemre-i Akabe) ortalama nohut büyüklüğünde 7 adet taş attı.

Hacılar ikinci gün ise öğle vaktinden itibaren tekrar Cemerat'a giderek daha önce Müzdelife'den topladıkları taşları sırasıyla küçük, orta ve büyük Şeytan'a yedişer adet olmak üzere attı. Hacılar her bir taşı "Bismillahi Allahuekber, rağmen lişşeytani ve hızbihi" diyerek attı. 

Hacılar üçüncü gün de aynı şekilde Şeytan'ı taşlayacak.

Şeytan Taşlama nedir? 

Hac ibadetinin vaciplerinden olan “Şeytan Taşlama”, Hz. İbrahim’in şeytanı kovmak amacıyla ona taş fırlatmasını sembolize eder. “Hacca ilişkin görevlerinizi benden öğreniniz!” (Nesâî, Menâsik, 220) buyuran Allah Resûlü de, bu görevi bizzat yapmış ve bizlere öğretmiştir. Hacı, şeytan taşlarken, hem Hz. İbrahim’in, hem de Hz. Peygamber’in sünnetini yerine getirir.

Şeytan taşlama, ömür boyunca şeytana karşı verilen mücadeleyi de sembolize eder. Hacı her bir taşı, aslında nefsine, şehvetine, içindeki kötülüklere ve şeytana karşı fırlatır. Kulluğunun önünde engel olan her ne var ise aslında onu taşlar: gurur, kibir, mal, mülk, makam, mevki, rütbe, şan, şöhret, benlik, gençlik, güzellik...

Hacı, bu vecibeyi yerine getirdikten sonra artık şeytana karşı sürekli teyakkuz hâlinde olmalı, onunla mücadele etmelidir. Öteden beri namazlarında ve günlük hayatında tekrarladığı “Taşlanmış şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım!” anlamındaki “Eûzü billâhi mine’ş-şeytâni’r-racîm” sözünü sadece diliyle değil, bütün azaları ile yerine getirmelidir. 

Editör: Mehmet Çalışkan