Antalya'nın fethinin simgelerinden olarak kabul edilen, 1896 yılında çıkan yangından beri harabe haldeki Şehzade Korkut Camii'nde 123 yıl sonra ilk defa ezan okundu.

Antalya'da Selçuklu ve Osmanlı uygarlığının damgasını vurduğu kentin merkezindeki Kaleiçi'ndeki cami, Selçukluların Antalya'yı fethiyle aynı dönemde yapıldığı için "fethin sembolü" oldu.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde 2. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un Teke Sancak Beyliği'ne atanması ile onarılan cami, "Korkut Camii" adını aldı. Şehzade Korkut, caminin minaresini de özel bir formda yaptırdı. 1896'da çıkan yangında büyük zarar gören cami, ibadete kapatıldı. Minaresinin ahşap külahının yanması ve zaman içinde yenilenememesi yüzünden cami, halk arasında "Kesik Minare" olarak anılmaya başladı.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun ön ayak olmasıyla Vakıflar Bölge Müdürlüğünce camide geçen yıl kapsamlı bir restorasyon çalışması başladı. Caminin "Kesik Minare" olarak anılmasına neden olan minaresi, aslına sadık kalınarak yenilendi. Her geçen gün heybeti daha fazla ortaya çıkan camide minarenin tamamlanmasıyla 123 yıl sonra il ezanı bu cuma sabah namazında, Muratpaşa Camii'nin Başimam Hatibi Engin Şahin çıplak sesle mikrofonsuz okudu.

Anadolu Ajansının özel olarak canlı yayınladığı bu tarihi ana tanıklık etmek için minarenin dibine kadar gelen civarda yaşayanlar ezan sesiyle gözyaşlarını tutamadı.

Ezanın okunmasının ardından Antalya Müftüsü Osman Artan dua etti.

Antalya Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar ile Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar da restorasyon alanından ezanı dinledi.

Müftü Artan, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, 123 yıldır kapalı olan, ezan okunmayan harabe vaziyetteki Şehzade Korkut Camii'nde sabah namazında ilk ezanı okumanın kendilerine nasip olduğunu söyledi.

Bu durumun gururunu yaşadıklarını anlatan Artan, şunları belirtti:

"Bu cami Antalya'nın fetih camisi. Antalya ilk defa Müslümanların eline geçtikten sonra bu camide hutbe okunmuş, ezan okunmuş. Antalyalılar uzun süredir bu ezanın hasretini çekiyordu. Antalyamız bu caminin yeniden ibadete açılması için hep gayret gösterdi. Valimizin gayretleri, Vakıflar Bölge Müdürümüzün çalışmaları ile restorasyon çalışmaları devam ediyor. Artık bu camiden günde 5 vakit ezan okunacak. Kaleiçi'nden bize ezanı duyamadıkları yönünde vatandaşlardan talepler geliyordu. Vatandaşların bu taleplerini karşılamak adına restorasyon çalışması bitmeden ezan okumaya başladık. İnşallah, gelecek yıl ramazan ayında burada cemaatle namaz kılmayı istiyoruz."

Camilerin memleketin tapusu olduğuna dikkati çeken Artan, "Camiler o bölgenin Müslüman olduğunu gösteren en önemli işarettir. Camilerin harabe bir şekilde olması, kapanması ecdadımıza karşı büyük saygısızlıktır. Ecdadımıza karşı görevimizi yerine getiriyoruz. Bu cami, restore edilip ibadete açılarak o mahzun halinden kurtulacaktır." diye konuştu.

15 Temmuz gecesi ilk selayı da o okumuştu

Davudi sesiyle Antalya'da tanınan Başimam Hatip Engin Şahin ise 123 yıl sonra ilk ezanı okuyan müezzin olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi.

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Türkiye'de ilk selanın Antalya'da verildiğini anlatan Şahin, "İlk selayı merkezi sistemden ben vermiştim. 123 yıl sonra fetih camimizde ezan okumak da bana nasip oldu. Çok gururluyum. İlk defa bu kadar ayaklarım titreyerek ezan okudum. Çıplak sesle ezan okumanın da mutluluğu vardı." dedi.

Antalyalı Mehmet Demirel Ergeç ise Şehzade Korkut Camii'nden yıllar sonra ezan sesini duymanın mutluluğunu, gururunu yaşadıklarını söyledi. Bu tarihî ana tanıklık etmekten dolayı çok mutlu olduklarını kaydeden Ergeç, emeği geçen herkese şükran duyduklarını dile getirdi.

Caminin tarihi

Kaleiçi Hesapçı Sokak'ta bulunan ve milattan sonra 6. yüzyılda Roma tapınağı olarak inşa edilen yapı, Bizanslılar döneminde bazilikaya çevrildi.

Selçukluların Antalya'yı fethinden sonra yapıya Cami-i Cedid (Yeni Cami) adı verildi. Osmanlı Dönemi'nde 2. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un Teke Sancakbeyliği'ne atanması sonrasında onarılan cami, "Şehzade Korkut Camii" adını aldı. Şehzade Korkut'un talimatıyla camiye minare ekletildi.

Cami, 1890'da çıkan yangında büyük hasar gördü. Minaresinin ahşap külah kısmının yanması sonucu cami, halk arasında "Kesik Minare" olarak anılmaya başladı.

Yapı 1974'te kısmen restorasyon geçirdi, etrafı demir parmaklıklarla çevrildi. Aradan geçen sürede restore edilmesi istense de bazı sivil toplum kuruluşlarının buranın cami yerine arkeoloji parkı olarak kullanılması yönündeki başvurusu üzerine açılan dava nedeniyle restorasyon çalışmalarına başlanamamıştı.

Camide geçen yıl Antalya Valisi Münir Karaloğlu'nun talimatı, koruma kurulunun kararı ve bilim heyeti eşliğinde restorasyon çalışmaları başlamıştı. Caminin minaresi önceki günlerde 123 yıl sonra ilk defa külahına da kavuşmuştu.

Editör: Mehmet Çalışkan