Diyanet Haber Koordinatörlüğü, 81 ilden ve ilçelerinden haber akışı sağlayan personele yönelik "Hizmet İçi Eğitim Semineri" düzenledi.

Seminerde "Medya ile İlişkiler Bağlamında Kurum Kültürü ve Aidiyet Bilinci" konulu konferans veren Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Dr. Ulvi Ata, Diyanet Haber'in İslam'ın mesajını ulaştırma ve iyiliği duyurma noktasında büyük bir imkan olduğunu söyledi.

"Su dolu sürahi" örneğinden hareketle emeğin önemini vurgulayan Dr. Ata, "Alın teri dediğimiz, aklın teri dediğimiz şeyler zamanla dijital dünyada kopyala yapıştır yöntemi ile kaybolurken, telif hakkı denen şey beraberinde soru işaretleri ve ünlemleri de akıllara getiriyor. Beraber ekip halinde bir iş yapıyorsanız; kiminin duası, kiminin rüyası, kiminin alın teri, kiminin aklının teri harman oluyorsa birlikte ürettiğiniz şeyler kalıcı olur." değerlendirmesinde bulundu.

- Bu şemsiye o kadar büyüktür ki ümmeti altında toplar

"De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım-akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından endişe ettiğiniz ticaretiniz ve hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve O'nun yolunda cihaddan daha sevimli ise artık Allah buyruğunu (kıyameti) gerçekleştirinceye kadar bekleyin. Allah günaha saplanmış kimseleri hidayete erdirmez." mealindeki ayet-i kerimeyi hatırlatarak aidiyet duygusunun önemine dikkati çeken Ata, "Bana göre en büyük aidiyet; aidiyet hissi ve inancıdır. Batı kültüründe de Doğu kültüründe de hangi inançtan olursa olsun temel unsur budur. Bu şemsiye o kadar büyüktür ki ümmeti altında toplar. Aidiyet size her konuda tercihinizi doğru ve isabetli yapmanıza imkan verir." diye konuştu.

- İyilikleri örnek alarak iyiliği çoğaltmalıyız

Kurum kültürünü, "Bir kurumun; yazılı olan ve olmayan, tüm çalışanları kapsayan, tamamının davranışlarını etkileyen ve düzenleyen, kuruma özgü inanç ve davranışlar bütünü" şeklinde tanımlayan Başkanlık Müşaviri Ata, şunları kaydetti:

"Ait olma hissi, güven duygusunu ve dayanışmayı sağlar. Siz büyük Diyanet ailesine kendinizi ait hissettiğiniz andan itibaren yalnız kalmazsınız. Siz büyük ailenin, ümmetin ferdisiniz. Bu sizi mutlaka güçlü kılar. Aidiyet duygusu olmadan kurum kültürü olmaz. Bugün sorunlarımızın birçoğunun temelinde aidiyet hissi vardır. İnsan ait olduğunu düşündüğü yerde kendisini mutlu hisseder. Kurum kültürü, kurum aidiyeti oluşmasında kişinin buna yürekten inanması gerekir. Ekmek kapısı olarak bu görev yapılamaz, mış gibi görünülemez, ancak ve ancak inanılarak yapılabilir. Ufak hesaplarla, basit düşüncelerle mesleğini yargılayan bir insan büyük fotoğrafı kaçırıyor demektir. Görevini ve kurumunu severek aidiyet duygusu oluşturmalıdır. Olumsuzlukları örnek alarak değil iyilikleri örnek alarak iyiliği çoğaltarak devam edeceğiz."

- Başınız sağ olsun mazeret öldü

Hedef kitleye ulaşma ve İslam'ın mesajını ulaştırma noktasında artık bir mazeretin olmadığını, imkanların arttığını ifade eden Ata, "Başınız sağ olsun mazeret öldü. Günümüz dünyasında gelişen teknoloji ve imkanlar artık her şeyi ve herkesi ulaşılır ve erişilir kılmıştır. İslam'ın mesajını ulaştırma noktasında, iyiliği duyurmada tüm imkanlara sahibiz ve Diyanet Haber de bizim için büyük bir imkandır." dedi.

- Vatanını sevmek, görevini en iyi yapmaktır

Dijital ortamda yer alan yalan bir haberin ortalama 60 milyon kez, aynı haberin doğrusunun ise sadece 15 milyon kez tıklandığı bilgisini paylaşan Ata; "Medyada yer alan haberleri ne ölçüde takip ediyoruz?", "Olgu ve algı arasında nasıl bir ayrım yapıyoruz?" ve "Tüm bunlara karşı nasıl bir pozisyondayız?" sorularına yanıt vererek şöyle devam etti:

"Kültürün ve aidiyet duygusunun ölçeği, o kurumda çalışanların görevlerini en iyi şekilde yerine getirmesidir. Vatanını sevmek, görevini en iyi yapmaktır. İşimizi iyi yapacağız, hakkını vereceğiz. Kendimizi sürekli sigaya çekmeli ve tutum ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz. Aksiyon insanı, aksiyon adamı olmalıyız. Kaldı ki kendini, yaptıklarını beğenen kişi en iyi ihtimalle yerinde sayar. Ama eleştiri alabilen, kendini muhasebe edebilen, gönül aynasında değerlendirebilen 'iki günüm eşit olmasın' diye azmeder.

- Müslümanın deliksiz uykusu olmaz

Yanlışın, yalanın yaygınlaştığı bir ortamda biz nasıl pasif kalabiliriz? Bu bir yangındır ve biz bu yangına karşı duyarsız olamayız. Bizim kurum kültürümüz, aidiyet bilincimiz bütün halimize, işimize yansır. Müslümanın deliksiz uykusu yoktur. Biz duramayız, seyredemeyiz, duyarsız olamayız. İslam medeniyeti hukuka önem verir ki, en önemli iki unsuru da usül ve esastır. Usül esasa takaddüm eder. Duyarlılığımızı belirlerken, medyada olup bitenlere biz de bir cevap verirken nelere dikkat edeceğiz, tavrımız ne olmalıdır? Savunacağız derken onlar gibi bir hataya düşmemiz mümkün olamaz. Duygularımıza hakim olacağız. Tüm camiayı töhmet altında bırakacak davranışlardan kaçınacağız. Müslümanın sözü kıymetlidir. O doğrudur. Sözleriyle eylemleri tutarlıdır."

- Sizler gönüllük esasına dayalı bir iş yapıyorsunuz

Diyanet Haber'in, alanında büyük bir eksikliği giderdiğini belirten Ata, sözlerini şu tavsiyelerle tamamladı:

"Rahatlık rehaveti getirir. En zor zamanlar en verimli zamanlardır. Hangi haberin doğru olduğunu öğreneceğimiz merci Diyanet Haber'dir. Karşısında olumsuz, yalan ve kötü haberleri yayan bir güruh var. Doğru adımlarla, inançla, azimle yürürseniz neticeyi alırsınız. Sizler gönüllük esasına dayalı bir iş yapıyorsunuz. Öyle ki bugün Diyanet Haber'in her il ve ilçede işiten kulağı, duyan gözü, iyiliği duyuran temsilcisi olması büyük bir başarıdır. Samimiyetimizi yitirdiğimiz gün, kültürden ve aidiyet hissinden bahsedemeyiz. Bu vesileyle iyiliği duyurma noktasında samimi gayret ve çalışmalarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, kolaylıklar diliyorum."

Editör: Mehmet Çalışkan