Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında sosyal, kültürel ve sportif etkinliklerle gençlerin beden ve ruh sağlıklarına katkıda bulunmak üzere, gençlere sporu sevdirmek, serbest zamanlarını spor yaparak geçirmelerini sağlamak ve onların fiziksel ve sosyal aktivitelere katılımlarını sağlayarak gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla iş birliği protokolü imzalandı.
Diyanet İşleri Başkanlığında gerçekleştirilen protokol imza törenine Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş katıldı.
İmza töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Gençlik hizmetlerimize daha çok imkân ve ivme kazandıracak bir protokol vesilesiyle bir aradayız. Allah bu protokolü gençlerimiz için hayırlı hizmetlere vesile eylesin.” dedi.
Gençliğin insana bahşedilen çok kıymetli bir nimet olduğunu, aynı zamanda gençliğin bir milletin geleceği ve en büyük imkânı olduğunu belirten Erbaş, şöyle devam etti:
“Gençliğin heyecanıyla İslam’ın hakikatleri buluşursa, dünya güzelleşir”
“Modern zamanlarda bilgi, ulaşım ve iletişim teknolojisinde yaşanan hızlı gelişim ve değişimler, gençliğin işini daha da zorlaştırmakta, olumsuz akımlar ve mecralar karşısında onları zayıf ve savunmasız bırakmaktadır. Dolayısıyla bizim kendimiz, geleceğimiz ve ahiretimiz adına en büyük sorumluluklarımızdan biri de gençliğimize doğru bir rehberlik yapmaktır. Onları inanç ve medeniyet değerleriyle buluşturmaktır.
Eğer bugün gençliğin heyecanıyla İslam’ın hakikatleri buluşursa, dünya güzelleşecektir.
‘İnsanların en hayırlısı insanlığa faydalı olandır.’ ilkesini gençliğe ideal kıldığımızda, insanlık huzuru yaşayacaktır.
Gençliğin dünyasına gerçek kahramanlığın, kendini bilen, Rabbini tanıyan, ailede saygılı, topluma karşı sorumlu, insanlığa karşı duyarlı, çevreye karşı bilinçli bir insan olmakla mümkün olduğunu yerleştirdiğimizde, yeryüzünde adalet ve merhamet hâkim olacaktır.
Elbette bu sorumluluk bizimdir, yetişkinlerindir, sorumluluk sahiplerinindir.
Bunun için gençliğin ve gençlerimizin farkında olmalıyız.
Her insanın bir âlem, her varlığın bir ayet olduğu bilinciyle hareket ederek gençlere değer vermeliyiz. Düşüncesi hayat tarzı, kılık kıyafeti ne olursa olsun gençlerimizi aynı şekilde sahiplenmeli ve önem vermeliyiz.
Sürekli eleştiri ve olumsuzluklar üzerinden değil, rehberlik ekseninde bir iletişimi tercih etmeliyiz. Sadece nasihat değil, gençlerde görmek istediğimiz erdemleri yaşayarak örnek/rol model olmalıyız.
Onlara Peygamber Efendimiz gibi yaklaşarak, onlarla dost olmanın, hayatı paylaşmanın, yetki ve sorumluluk ile onları geleceğe hazırlamanın ve en önemlisi onlara engin ufuklar açmanın gayreti içinde olmalıyız.
Yargılayan, sorgulayan, dikte eden bir tavırdan öte; dertleriyle ilgilenen, kalplerine dokunan, ümit veren ve ikna eden bir yaklaşımı öne çıkarmalıyız.
Unutmayalım ki onları İslam’ın şefkat, merhamet, hakkaniyet, güzel ahlak ve bir arada yaşama ilkeleriyle tanıştırmak bizim görevimizdir.”
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise “Diyanet İşleri Başkanlığımıza bağlı müesseselerde spor imkânlarını Bakanlık olarak nasıl artırabiliriz, bu iş birliği ile bunu sağlamanın gayreti içerisinde olacağız.” dedi.
Gençlerin güvenilir kaynaklardan ve doğru bir şekilde bilgilendirilmesinin önemine işaret eden Bakan Kasapoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığınca KYK yurtlarında sürdürülen manevi danışmanlık ve rehberlik faaliyetlerinin başarılı bir şekilde devam ettiğini ve bu iş birliği protokolü ile daha da gelişerek devam edeceğini kaydetti.
Bağımlılıkla mücadele konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği içerisinde olmanın önemine işaret eden Kasapoğlu, gençleri hiçbir kötü alışkanlığın esiri etmeme konusunda kararlı olduklarını dile getirerek bunun ancak bilgiyle, hikmetle ve sporun sağlayacağı imkânlarla gerçekleştirilebileceğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Gençlerimizi bireysellikten, ‘ben’ anlayışından öte ‘biz’ anlayışı ile yarınlara hazırladığımızda çok daha sağlıklı ve mutlu bir toplum inşa edeceğimize inanıyoruz. Kardeşlik ve dayanışma duygusuyla donanmış nesillerin sadece ülkemiz için değil insanlık için çok mühim olduğunu düşünüyorum. Biz hep birlikte sadece bu ülke için değil insanlık için derdi olan, insanlık için bir mesajı olan bir toplumun fertleriyiz.”
