Zeynep Büşra, Tek parmağıyla yazdığı kitabına "Suskun" adını verdi

"Konuşamıyorum ama içimde bir dünya duygu var"

Serebral Palsi hastası Zeynep Büşra Özdamarlar, büyük bir azim ve sabırla tüm engelleri aşarak yazdığı kitabına "Suskun" adını verdi.

Kayseri’de ailesiyle birlikte yaşayan 25 yaşındaki Zeynep Büşra Özdamarlar, başarının önünde hiçbir engelin duramayacağını bir kez daha gösterdi.

"Fiziksel engellilik durumu" olarak tanımlanan "Cerebral Palsy" hastası Özdamarlar, tek parmağını kullanarak tamamladığı kitabına "Suskun" adını verdi.

Zeynep Büşra Özdamarlar ile Kayseri’de İl Müftü Yardımcısı olarak görev yaparken tanıştığını belirten Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Yurtdışı Sosyal ve Kültürel İçerikli Din Hizmetleri Daire Başkanı Fatma Feyza Güner, Zeynep Büşra'yı şu sözlerle dile getirdi:

"Sabır, azim, hamd ve tevekkülü gördüm onda. Konuşamıyor, yürüyemiyor, elini kolunu rahat hareket ettiremiyordu. Fakat hiçbir zaman kendisini engelli olarak görüp geriye çekilmemişti. Tek parmağını kullanarak, bilgisayarın klavyesine dokunup yazabiliyor, telefondan mesajlaşabiliyordu. Kendinde var olan kabiliyeti geliştirmek, daha da ileriye götürmek için çaba harcıyordu. Peygamberimizin (s.a.s.) 'İki günü eşit olan zarardadır.' hadisini rehber edinmişti. Hiç bıkmadan, yorulmadan gayret gösteriyordu. Liseyi bitirmeye çalışıyor ve üniversite eğitimini hedefliyordu. Bir kitap yazıyordu onunla tanıştığımda. Bu konuda kendisi ile yazışmaya başladık, okuması için çeşitli kitaplar tavsiye ediyordum kendisine. O okuduktan sonra fikrini benimle paylaşıyordu. Bu paylaşımları cep telefonu üzerinden mesajlaşarak yaptık. Duygularını kaleme dökmesini söylüyordum, yazdıklarını benimle paylaşıyordu ve kritik ediyorduk. Böylece 'Suskun' adını verdiği kitabını tamamladı. Zeynep Büşra, bir insanın kendini tanıyıp, yeteneklerini keşfettikten ve azmettikten sonra engellerin kalmayacağının, her zorluğun üstesinden gelebileceğinin şahididir."

Zeynep Büşra Özdamarlar ile yaptığımız özel röportaj

Bir takım rahatsızlık ve engellere rağmen tamamladığın kitabına neden "Suskun" adını verdin?

- Ben konuşamıyorum ama içimde bir dünya duygu ve his var. Konuşamayan insanların da duyguları, hisleri olduğunu göstermek için kitabımın ismini “Suskun” koymak istedim.

Hangi zorluklarla karşılaşıyorsun? Hayatında şikayet ettiğin bir şey var mı?

- Hayatımda bu zamana kadar hiç şikayet etmedim ama her insanın olduğu gibi benim de zaman zaman zorlandığım anlarım oldu. En çok kendimi ifade edemediğim için zorlanıyorum. Herkes anlayamıyor.

İnsanların sana karşı tavırlarından bahseder misin? Kendini diğer insanlardan farklı hissediyor musun?

- Bazı insanlar yadırgıyor, bazı insanlar ise normal davranıyor, dışlamıyor. Kendimi hiç farklı hissetmedim, bunda ailemin çok büyük etkisi var. Onlar bir gün bile kardeşlerimden farklı davranmadı elhamdülillah.

Lise sınavlarına girerken karşılaştığım, beni üzen bir şeyi söyleyeyim; sınava girerken orada bulunanlardan biri benim de sınava gireceğimi öğrenince, 'Okuyup ne olacak ki!' dedi. Bu ne demekti? Engelliler özel durumlarından dolayı evde oturup hiçbir şey yapmamalı mıydı? Evet, ben yürüyemiyorum, konuşamıyorum, hatta hareketlerimi dahi kontrol edemiyorum, doğru. Ancak görebiliyor, duyabiliyor ve her şeyi gayet iyi anlayabiliyorum, Allah’a sonsuz hamdolsun.

Kitabında ilgi ve sevgi gösterilirse zihinsel engellilerin de kendilerini geliştirebileceklerini, hayatlarını daha güzel ve kolay yaşayabileceklerini belirtiyorsun, bunu bize anlatır mısın?

- Sevgi, ilgi, çaba, dua, tevekkül en çok da sabırla imkansız gibi görünen şeyleri Rabbimizin izniyle gerçekleştireceklerine inanıyorum. Sevgi ve ilgi ile aileler çocuklarına yaklaşırsa, çocukları ile daha fazla vakit geçirirse belki kısa sürede değil ama uzun da sürse verdikleri emeğin karşılığını görecekler, çocuklarının daha iyiye doğru geliştiğini görecekler.

Zeynep Büşra Özdamarlar’ın ev hanımı olan annesi Nurdan Özdamarlar ise Zeynep Büşra doğduktan sonraki süreci şöyle dile getiriyor:

"Doğduktan yaklaşık altı ay sonra bir takım rahatsızlıkları olduğunu, sarılık gibi başını tutamama gibi ellerinde kasılma olması gibi rahatsızlıklarını fark edip doktora gittiğimizde doktor çocuğumuzun engelli olduğunu, hatta hem zihinsel hem bedensel bir engelli çocuğumuz olduğunu söyledi. Daha sonra çeşitli tahliller, araştırmalar sonucu tanı olarak Cerebral Palsy teşhisi kondu. Zihinsel engellilik şöyle dursun, zaman zaman bizden daha iyi olayları kavradığını gördük. Zor günler yaşadık, ilkin ne yapacağımızı bilemedik. Fakat hiçbir zaman isyan etmedik, bu niye bizim başımıza geldi demedik, bunun bir imtihan olduğunu biliyorduk. Eşim ve çocuklarımın desteği ile Büşra ile beraber biz de hayata tutunduk, pes etmedik ve Büşra büyüdükçe ondaki azim, istek, çaba, şükür hepimizi sardı. Büşra 6 aylıkken hastalığını fark ettik şu an 25 yaşında. Elhamdülillah iyi ki Büşra hayatımızda. Sabah namazına birlikte kalkıyoruz, Zeynep Büşra'ya abdestini aldırdıktan sonra yatağında namazını kılıyor, kahvaltı yapıyoruz. Sonra Büşra ödevlerini yapıyor, günlük egzersizlerini birlikte yapıyoruz. Kitap okuyor, duygu düşüncelerini yazmaya çalışıyor. Arada arabasıyla dışarı çıkıyor, parka gidip dönüyor, babasıyla kitapçılara gidiyor. 7-8 yaşlarında iken kalem tutabiliyordu, özel eğitim merkezinde okuma yazma öğrendi. Ben Kur’an kursuna giderken 16 yaşlarındaydı, benimle geliyordu ve bizi dinleyerek takip ediyordu. Kaldığımız yeri bana gösteriyordu eliyle. Kur’an-ı Kerim öğrenmeye çalıştığını gören hocamız eve gelerek ona ders vermeye başladı ve Büşra böylece Kur’an öğrendi.

Zeynep Büşra’nın babası Bilal Özdamarlar ise Kayseri Develi'de İmam Hatip olarak görev yapıyor. Zeynep'le birlikte 3 kız evladı olan baba Özdamarlar ise Zeynep Büşra ile olan bağını şöyle özetliyor:

"Büşra ile her zaman severek, isteyerek ilgileniyorum, elimden geldiği kadar eşime destek oluyorum, zorlansam bile kendisine hiçbir zaman hissettirmek istemem. Zaten kendisi benim zorlandığımı hissettiği zaman bir daha hiç istemez, talep etmez. Bizi hiç bir zaman zorlamaz. Anlayışlı bir çocuk oldu her zaman. Mevla’mızın bize verdiği bir imtihan olarak görüyoruz, hiçbir zaman da zorlanmıyoruz. Herkes engelli anne babası olamaz, bu da bize Allah’ın bir lütfu. Çocuğumuza hiç engelli gözüyle bakmadık. Bize hiç zorluk çıkarmadı. Bir işimiz olduğunda, 'Baba siz gidin işinizi yapın, ben evde kitaplarımı okurum, dersimi yaparım.' der. Kendi normal yaşantımızı hiç ötelemedik. Allah'ın lütfu keremi sayesinde de hiçbir zorlukla karşılaşmıyoruz. Büşra sıkıldığı zaman bana 'Baba sıkıldım' der, birlikte dışarı çıkarız, kitapçılara gideriz, parka gideriz, ailece pikniğe gideriz. Bana çok şaka yapar."

VİDEO HABER

Editör: Mehmet Çalışkan