Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Açılış Töreni'ne iştirak ederek, katılımcılara hitap etti.

Konuşmasına, Almanya'nın Hanau kentindeki ırkçı terör saldırısında hayatını kaybeden Türk vatandaşlarına Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır niyaz ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başta büyükelçiliğimiz görevlileri olmak üzere ilgili tüm birimlerimiz süreci hassasiyetle takip ediyor, vatandaşlarımıza gereken desteği sunuyorlar. Alman makamlarının, saldırıyı tüm boyutlarıyla aydınlatmak için gereken her türlü çabayı göstereceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Bugün Türkiye ve Ankara için tarihi bir ana şahitlik edildiğine işaret eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nin açılışındaki mutluluklarına ortak oldukları için Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'e ve eşi Ziroat Mirziyoyeva'ya teşekkür etti.

Erdoğan, “Özbekistan, bizler için medeniyet tasavvurumuzu şekillendiren alimlerin yetiştiği, ilim, irfan ve kültür dünyamızı besleyen hayat pınarlarımızdan en önemlisidir. Biruni, Mirza Uluğbek, İbn-i Sina, Harezmi, Ali Kuşçu gibi ilim erbabı, İmam Buhari, İmam Maturidi, İmam Tirmizi, Bahauddin Nakşibendi gibi manevi önderlerimiz bize Maveraünnehir'in armağanıdır” dedi.

 “Asırlara meydan okuyan kütüphaneler görürsünüz”

Her kitabın bir alim olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer yüzlerce kitabınız varsa yüzlerce alimin dostusunuz ve onların ilminden faydalanıyorsunuz demektir” ifadelerini kullandı.

Ecdadın, duvarları kitaplarla dolu bir kütüphaneyi en kıymetli hazinelerden daha üstün tuttuğunu belirten Erdoğan, “Hangi şehrimize giderseniz gidin, orada bir kandil gibi etrafını aydınlatırken asırlara meydan okuyan kütüphaneler görürsünüz. O kütüphanelerin kimi Sivas'taki Ziyabey Kütüphanesi gibi şirin, kimi de İstanbul'daki Beyazıt Kütüphanesi gibi heybetlidir. Raflarında arzı endam eden her bir eser, üzerinden zaman geçtikçe kıymeti artan mücevherler gibidir” dedi.

O kütüphanelerde, Sadi'nin Gülistanının gül kokuları saçmaya, Mevlana'nın Mesnevisinin gönüller açmaya devam ettiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi ile çıktığınız gezinin sonunu getiremez, Gazali'nin İhyasını bir türlü bitiremezsiniz. Bizim kütüphanelerimiz, ilim yolunda bir ömrü fikirle yazıyla mücadeleyle dolduran ecdadın, tıptan astronomiye, mühendislikten sosyal bilimlere bütün alanların en seçkin eserleriyle donatılmıştır.

Eğer bizler bu nadide mücevherleri, okumaktan, incelemekten mahrum bırakırsak, gurbet diyarında bir başına kalmış yetimlere çeviririz. İlk emri 'İkra' yani 'Oku' olan bir dinin, bilenle bilmeyenin eşit olmadığını vazeden bir inancın müntesipleriyiz.”

“İlk hedef yine kütüphaneler olmuştur”

Tarih boyunca nerede bir medeniyet kurma, ihya etme gayreti varsa orada bir kütüphane inşa çabasının da mevcut olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bir soykırım, savaş, medeniyet yıkımı varsa ilk hedef yine kütüphaneler olmuştur. Hülagü'nün başında olduğu Moğol orduları kütüphaneleri yakarken, Semerkand gibi asude bir şehri inşa eden Timur, kütüphaneler kurarak, Semerkand'ı bilimin başkenti yapmıştır” dedi.

İslam medeniyetinin parlak yıldızı Endülüs'ün bu vasfı kazanırken de kaybederken de işin merkezinde yine kütüphanelerin olduğunu belirten Erdoğan, “Bugün de benzeri kültür katliamları ne yazık ki yine kütüphaneleri hedef alarak devam ediyor. DEAŞ ve diğer terör örgütleri, Irak'ta, Suriye'de binlerce nadide eserin bulunduğu kütüphaneleri bombalayarak İslam kültür ve medeniyetinin en önemli eserlerini yerle bir etmişlerdir. Halbuki bizim medeniyetimiz, asırlar boyunca hep ilmi gelişmelerin merkezinde yer almıştır” diye konuştu.

Ecdadın, bilgiye ulaşmak için dünyanın en ücra köşelerine gitmekten çekinmediğini ve bütün ömrünü ilmi araştırmalara vakfettiğini bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:

Devrinin en zengin kütüphanelerini bünyesinde barındıran külliyeler, merkezinde yer aldıkları şehirlerin hem kültürel, hem de ekonomik yönden birer çekim merkezine dönüşmesini sağlamıştır. Hiç şüphesiz kütüphaneler, insanlığın ortak hafızasıdır. Babil'den Mısır'a, Asur'dan Yunan ve Roma'ya kadar insanlığın bütün mirasını bir arada bulabileceğimiz yegane mekanlar kütüphanelerdir. Avrupa'nın Orta Çağ karanlığına mahkum olduğu yıllarda Bağdat, Kahire, Şam, Kurtuba, Buhara, Merv, Semerkand, Konya, Mardin, Erzurum gibi İslam şehirleri, medreseleri ve kütüphaneleri ile dünyaya ışık saçıyordu. 800'lü yılların başında kurulan Beyt'ül Hikme'nin karşısına Dar'ül Hikme inşa edilerek çıkılıyordu. Kaynağı Hind'den Eski Yunan'a kadar uzanan binlerce cilt eseri bu kütüphaneler muhafaza etmiş, sonraki nesillere ulaştırmıştır.”

Daha sonra, insanların vahşice katledildiği, şehirlerin yerle bir edildiği kara günlerde, kütüphanelerin ve kitapların yakılarak, ırmaklara atılarak adeta soykırıma uğratıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Fakat onca yağma ve talana rağmen, kütüphanelerimiz, her zaman değerini ve itibarını korumuştur. Hatta Batı'nın Eski Yunan metinleri ile buluşması bile bizim kütüphanelerimiz sayesinde olmuştur. Ancak o dönemin Avrupasında bağnaz düşünce o kadar hakimdir ki bu eserlerden faydalanmak için Rönesans’a kadar beklenmek zorunda kalınmıştır.”

Külliye'nin diğer birimlerini daha önce hizmete sunduklarını hatırlatan Erdoğan, “Bugün açılışını yaptığımız Millet Kütüphanesi ile Külliye'mizi inşallah tamama erdirmiş oluyoruz. Kütüphanemiz, daha inşa aşamasında yurt içinden ve yurt dışından 134 farklı dilde kitap akışı ile zenginleşmiş, çok farklı disiplinlerden 4 milyon basılı esere kavuşmuştur” ifadesini kullandı.

Kütüphanenin 120 milyon makale ve rapor yanında, 550 bin elektronik kitapla önemli bir seviyeye ulaştığını bildiren Erdoğan, “İnşallah bu kitap seferberliğini daha da genişletecek, en kısa sürede 5 milyonu da aşan bir hacme kavuşacağız. Yani sizin kitaplarınıza da burası açık, sizler de buraya Mirziyoyev kardeşimin hediyesi olduğu gibi hediyelerinizi kitaplarla buraya getirebilirsiniz” şeklinde konuştu.

“Bugün toprağa attığımız bu tohumlar, hepimiz için bir sadaka-i cariyedir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kitap bağışında bulunan tüm kitapseverleri tebrik ederek şunları söyledi: 

"Abdülbaki Gölpınarlı, Cemil Meriç, Cinuçen Tanrıkorur, Hasan Celal Güzel, Mehmet Şevket Eygi, Şefik Can gibi nice önemli ismin adları, inşallah koleksiyonlarıyla burada yaşamaya devam edecek. Özellikle nadide eserlerden oluşan kütüphanesi bulunan tüm ilim, fikir ve sanat erbabımızı, eserlerini ve isimlerini yaşatmak üzere buraya bağışta bulunmaya davet ediyorum. Yani kitap dilencisi olarak eğer beni kabul ediyorsanız ben bunu kabul ederim.

Gelecekte gölgesinde oturamayacağımızı bilsek de, bugün toprağa attığımız bu tohumlar, hepimiz için bir sadaka-i cariyedir. Böyle bir eserin medeniyetimize ve milletimize kazandırılmasında, mimari projesinden inşasına, donanımından işletmesine kadar tüm safhalarında emeği geçen, katkısı olan, özellikle Rönesans Grubuna huzurlarınızda teşekkür ediyorum.”

“Bu kütüphane ile tarihe uzanan köprüler kuruyor, coğrafyalar arasında kavşaklar inşa ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İstiyoruz ki gençlerimiz, araştırmacılarımız milyonlarca kitabın bulunduğu rafların arasında dolaşsın. Burada, çayını kahvesini, simit, kek onları yesin içsin, ücretsiz, para yok. Bu şekilde bunu yapacağız. Cihannüma adını verdiğimiz kubbenin altında, ilmin denizinde yüzsün, İbn-i Sina ile insan bedenine, Farabi ile insan ruhuna insin, Aristo ile düşüncenin koridorlarında gezsin, Gazali ile hikmete kulak versin. Büyük okuma salonumuzun kubbe çevresinde, çok çok önemli, Alak Suresi'nin 'O kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir' ayetleri yazıyor. Bu ayet-i kerimenin ışığında gençlerimiz, Yunus’un ifadesiyle 'İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir' diyerek kendi özlerini özellikle tanısın.”

“Burayı bir cazibe merkezi haline getireceğiz”

Millet Kütüphanesi'nin tam bir külliye olarak hizmet vereceğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Burasını, sadece kitap raflarının dizili olduğu bir mekan değil, aynı zamanda ilim erbabını buluşturan bir ilim merkezi, bir kültür merkezi olarak tasavvur ettik. Öncelikle Ankara'mız, sonra tüm Türkiye için, şimdi bir benzerini de inşallah İstanbul'da inşa ediyoruz, yerli ve yabancı, dünyaca ünlü bu tür merkezlerimizle özellikle burayı bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Kitap kültürü etrafında çalışmaların icra edileceği, ilim meclislerinin toplanacağı bir mekan olarak inşa ettik.”

Kütüphanede, çok önemli iki serginin de açılışını yaptıklarını belirten Erdoğan, bu sergilerden birinin Devlet Arşivleri tarafından düzenlenen Hatt-ı Hümayun Sergisi olduğunu, diğer serginin de Yazma Eserler Kurumu tarafından düzenlenen "Mürekkebin İzi Sergisi" olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Arşivleri Başkanlığına, Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı nezdinde Kültür ve Turizm Bakanlığına sergiler için teşekkür ederek, emeği geçenleri kutladı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise açılışta dua etti.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş duasında şu niyazda bulundu:

“Ya Rabbel alemin, şu anda çok önemli bir açılış için, Millet Kütüphanemizin açılışı için burada toplandık, huzurunda toplandık, ellerimizi Sana açtık dua ediyoruz, dualarımızı kabul eyle Allah'ım. Ya Rab Sen gönderdiğin Kitabın ilk ayetinde bizlere okumamızı emrettin, kalemle yazmayı ve bilmediklerimizi bize öğrettiğini bildirdin. Senin emrine ittiba ederek okumaya, öğrenmeye, kalemle yazmaya önem vermeyi ve önem veren nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım. Ya Rabbel alemin, ikinci gönderdiğin surenin ismini Kalem Suresi olarak verdin; elinden kalemi, kitabı, defteri düşürmeyen nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım. Ya Rabbel alemin, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa aleyhissalatu vesselam Efendimiz buyurdu ki; ‘Hikmet müminin yitiğidir, nerede bulursa almalıdır.’ Ya Rab, hikmeti, ilmi, irfanı, bilgiyi bulduğumuz yerde almayı ve ilim, irfan, bilgi, hikmet peşinde koşmayı bizlere nasip eyle Allah'ım. Ya Rabbel alemin, biz kitaba ve kütüphaneye sahip çıktığımız asırlarda hep yüceldik; kitaptan, kütüphaneden uzaklaştığımız asırlarda geriledik. Ya Rab, kitabın, kütüphanenin kıymetini bilmeyi ve kıymetini bilen nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım. Bu güzel kütüphanenin projesinden tamamlanmasına her aşamasında emeği geçen kullarından razı ol Allah'ım. Milletçe kıymetini bilmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım. Ya Rabbel alemin, şuraya uzaktan yakından toplanmış ve bu mutlu günümüzde bizlerle beraber olan şuradaki mümin kullarını umduklarına nail eyle Allah'ım, korktuklarından emin eyle Allah'ım. Dualarımızı kabul eyle, niyazlarımızı makbul eyle. Senin bizim ve bütün insanlığın karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderdiğin Kur'an-ı Kerim'e bağlı olmayı ve bütün kitapları Allah'ın Kitabını daha iyi anlamak için okuma niyetiyle okumayı bizlere nasip eyle Allah'ım.”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın dua etmesinin ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuğu Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ve beraberindekilerle, kütüphanenin hayırlı olmasını dileyerek kurdeleyi kesti, açılışı gerçekleştirdi.

Törene, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yüksek İstişare Kurulu üyeleri ve Türkiye'deki misyon temsilcileri katıldı.

VİDEO

Editör: Mehmet Çalışkan