Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar'ın Türk bayrağına sarılı cenazesi, Baykar Milli SİHA/İHA Sistemleri Ar-Ge ve Üretim Tesisi'ndeki törenin ardından son yolculuğuna uğurlanmak üzere Fatih Camii'ne getirildi.

Cami avlusunu dolduran yakınları ve sevenleri tabutu başında Bayraktar'a dua ederken, eşi Canan, çocukları Haluk, Ahmet ve Selçuk Bayraktar ile gelini Sümeyye Erdoğan Bayraktar taziyeleri kabul etti.

Bayraktar için Fatih Camisi'nde öğle vakti kılınan cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş kıldırdı.

Cenaze namazına, Özdemir Bayraktar'ın yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı İsmet Yılmaz, siyasiler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

"Özdemir ağabeyi biz çok öncesinden beri tanırız, ülkesine ve milletine sevdalı, ülkesi ve milleti için hayalleri olan, hedefleri olan bir büyüğümüz ama bu hayallerini ve hedeflerini gerçekleştirmek için de hem kavli hem de fiili duasını bir an geri bırakmayan, ölümüne, sonuna kadar hem bu dünyası için hem de ahireti için çalışan bir büyüğümüz. Biz buna şahidiz. Cumhurbaşkanı'mızın büyük ve güçlü Türkiye davasına, yerlilik ve millilik sevdasına ve milli teknoloji hamlesine çok güçlü şekilde omuz veren bir dava adamı aynı zamanda. Resulullah'ın hadis-i şeriflerinden sadece bir tanesine değil, üçüne mazhar olan -Biz buna şahitlik ediyoruz, inşallah da öyle olacak dua ediyoruz bunun için- bir mümin. Hem arkasından hayrı devam eden iyilikler, geliştirdiği teknolojiler, yaptığı, geliştirdiği ürünler, Karabağ'da ve Türkiye'de Diyarbakır'daki annelerin duaları, Libya'daki dualar, Suriye'deki, Irak'taki mazlumların duaları inşallah hep arkasından devam edecek. İstifade edilen bir ilim, sadece kendi evlatları değil, yüzlerce binlerce gence ve mühendise bunu aktaran, bunun devam edeceğine hepimizin de şahit olduğu bir ilim. İnşallah bunun da hayrı amel defterinde açık olarak devam edecek. Buna da şahidiz. Tabii ki yetiştirdiği evlatlara da biz şahidiz, yani bu davayı Cumhurbaşkanı'mıza verdiği omuzu çok daha güçlendirerek bir sonraki nesillere taşıyacak hayırlı ve salih evlatlar olduğuna. İnşallah Cenabıhak, cennetine nail eyler. Mekanı cennet olsun."

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de Özdemir Bayraktar'ın milli ve yerli savunma sanayisinin gelişmesine çok önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.

Ürettikleri İHA ve SİHA'ları, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak her yerde başarı onur ve gururla kullandıklarını ve kullanmaya devam edeceklerini belirten Güler, bu değerli hizmetlerin her zaman saygıyla ve hürmetle anılacağını ifade ederek, Bayraktar'a Allah'tan rahmet diledi.

Başkan Erbaş: “Gece gündüz demeden çalıştılar”

Cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise, namazın ardından yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Vatan aşığı, millet sevdalısı çok muhterem abimiz Özdemir Bayraktar’ın cenaze namazını hep birlikte eda ettik. Rabbim kabul eylesin. Başta evladı, çocukları, ailesi ve milletimizin başı sağolsun.

Yapmış olduğu faaliyetleri şöyle bir düşündüğümde aklıma Enfal Suresi’nin 60’ıncı ayeti geliyor. Rabbimiz, “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.” buyuruyor. Bugün onların yerini en yüksek savunma araçları ne ise o şekilde yorumlayacağız. İşte Özdemir abi ve çocukları bu ayet-i kerimede buyrulan emri yerine getirmek üzere gece gündüz demediler gayret ettiler, çalıştılar. Yapmış oldukları faaliyetler amel defterlerinde karşılarına çıkacaktır inşallah.

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s.): “İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanlardır” buyuruyor. Bir başka hadisi şerifte de yine Allah Resulü (s.a.s.) “İnsanlar öldüğü zaman amel defterleri kapanır. Ancak şu üç kişinin amel defteri kapanmaz; Sadaka-ı cariye sahibi, ilminden istifade edilen alimler ve hayırlı evlat yetiştiren anne ve babalardır.” buyuruyor. Bunların birisi amel defterinin kapanmaması için yetiyor ama ben inanıyorum ki Özdemir Bayraktar üçünü de hak ediyor. Çünkü bilgisinden Türkiye istifade etti. Hayırlı evlatlar yetiştirdi ve sadaka-ı cariye sahibi bir insan.”

"Dosdoğru yaşadı, asla eğmedi, bükmedi, bildiği yoldan asla sapmadı"

Özdemir Bayraktar'ın oğlu Selçuk Bayraktar da duygularını şu şekilde dile getirdi:

"Babam bizler için canımızdan kıymetli. Bir tarafta babamızdı, bir tarafta arkadaşımızdı, ağabeyim, kardeşim, bizler için öyleydi, aynı zamanda rehberimizdi, ilham kaynağımızdı, kılavuzumuzdu, en yakın dava ve yol arkadaşımızdı bu yolda. İnsansız Hava Araçları yolculuğuna çıktığımızda, ülkemizin tam bağımsızlığı için, 'Yapılamaz.', 'Asla bizler yapamayız, ancak yabancılar yapabilir.' denildiği dönemde en ufağından başlayarak ve hatta 'Siz bu sistemin çarklarına uymadan asla yol alamazsınız.' denildiği dönemde inandığı doğruda, bildiği hak yolda dosdoğru, dimdik giderek herkesin inadına, tüm sistemin inadına bugün 20 senede Allah'ın izniyle ülkemizi bu alanda dünyada lider ülkelerden biri haline getirdi. Asla inandığı yoldan, doğrudan, dürüstlükten, namustan zerre ödün vermeden bunu gerçekleştirdi ve hepimize bu ruhu aşıladı babam."

Selçuk Bayraktar, babasının evlatlarına, ekibine, Milli Teknoloji Hamlesi'ne, Türkiye'nin tam bağımsız yarınları için gönül veren yüzbinlerce gence aşıladığı en büyük değerin bu olduğunu vurgulayarak, şunları aktardı:

"Dosdoğru yaşadı, asla eğmedi, bükmedi, bildiği yoldan asla sapmadı. Bunun yanında ilk günden itibaren sancağın konulduğu yere yani iş yerine, yani araziye dedi ki 'Benim yatacak yerim yok, ancak burada yatıp kalkarım.' Son nefesine kadar, hastaneye götürdüğümüz son 3 ay önceki döneme kadar, hatta hastaneden arada çıkıp yine iş yerine geldi, iş yerinde yatıp kalktı, annemle birlikte, bizlerle birlikte. Bizler de ben de evlenene kadar iş yerindeydim, o asla sancağı bırakmadı. Bugün de sabah hepimiz onu, ülkemizin akamete uğratılmış Milli Teknoloji Hamlesi'ndeki, havacılıktaki akamete uğratılmış serüveninin yeniden doğduğu yerden, yani onun evinden yani mücadele hattının merkezinden uğurladık. Biz inanıyoruz ki onun açtığı yolda nice eserler çıkacak. Bizler bu yolda hayatımızın sonuna kadar aynı şekilde, aynı değerlerle, dosdoğru devam edeceğiz."

Editör: Mehmet Çalışkan